Teknik Terminoloji

Home Converter Categories Terms of Use About Us Contact Us

Français ☰

Translation of Verme

French Turkish English Technical Dictionary

Partial Match 198

French

Turkish

English

Category

rendre compte de qch

açıklamak, hesap vermek

report, explain

Various

V

ad, isim verme, isimlendirme

designation, name

Various

N F

adlandırma, ad verme, isimlendirme, isim vermek

Various

N F

adlandırma, isimlendirme, isim verme

Technical Office

N M

faire la leçon à qqn

akıl vermek, öğüt vermek, akıl dersi vermek

Various

V

mettre qch en état d'alerte

alarm vermek, alarm durumuna geçirmek

Various

V

donner l'alerte

alarm vermek, alarma geçirmek

alert, raise alert

Various

V

tirer la sonnette d'alarme

alarm zilini çalmak, alarm vermek, önemle uyarmak

ring the alarm bell

Various

N M

soumissionner aux prix forfataires clés en mains

anahtar teslimi fiyat vermek

submit a turn-key lump-sum price offer

Technical Office

V

askıya almak, geçici bir süre için durdurmak, ara vermek, bir süreliğine yasaklamak

Various

V

faire allusion à, renvoyer à, faire référence à

atıfta bulunmak, referans vermek

Various

V

attribuer un avance

give advance payment

Technical Office

V

s'attacher à qch, à qn

bağlanmak, sarılmak, kendini vermek, kendini adamak, yapışmak

Various

V

bakmak, beslemek, yiyecek vermek, emzirmek, geçimini sağlamak

nourish, provide for

Various

V

basınç uygulama, basınç verme

pressurizing, pressurization

Technical Office

N F

mise en pression

Machinery

N F

başlamak, ortaya çıkmak, oluşmak, patlak vermek

Various

V

amorcer, initier

başlatmak, start vermek

Various

V

fournir un document

provide document

Various

V

Various

bilgi, bilgi verme, bilgilendirme

Legal

N F

prise de décisions sur la base d'information

bilgiyle karar verme

decision making on the basis of sound knowledge about sth

Legal

N F

conférer un droit à qn

Legal

V

adjuger un marché à qq

bir işi birine vermek, bir ihaleyi birine vermek

award a tender to smb

Economy

V

donner un point sur qqch

bir konu hakkında bilgi vermek

Various

V

mains dans la main pour qqch

bir şey için el ele, el ele vermek

hand in hand for sth

Various

prendre la résolution de f. qch

bir şey yapma kararı almak, yapmaya karar vermek

take a decision to do sth

Various

V

faire référence à qqch

bir şeye atıf yapmak, göndermede bulunmak, referans vermek

Various

V

bir şeye başlamak, girişmek, söz vermek, taahhüt etmek, bir şeyi hizmete almak, bir şeyi bir şeye yatırmak

Various

V

attacher de la valeur à

bir şeye değer vermek, büyük değer vermek

Various

V

conclure à qch, à f. qch

bir şeye karar vermek, bir şey yapmaya karar vermek

Various

V

bir şeye tepki vermek, tepki göstermek

Various

V

abandonner qch à qq

bir şeyi birine bırakmak, vermek

Various

V

confier qqch. à qqn.

bir şeyii birine vermek, tevdi etmek

entrust sth. to smb, confide

Legal

V

retenir la soumission (de qqn)

bir teklifi kabul etmek, ihaleyi -e vermek

accept the bid of a company

Economy

V

attacher qch à

birine bir şey vermek

attach sth to smb

Various

V

donner à qn le droit de faire qqch

birine bir şey yapma hakkı vermek

entitle smb to do sth

Economy

V

promettre qch à qn

birine bir şeyi söz vermek

Various

V

ne donner aucune suite à qqn

birine cevap vermemek, geri dönüş yapmamak

do not spare any return to smb

Technical Office

V

infliger qch à qn

birine ceza vermek, birini bir cezaya çarptırmak

Various

V

birine dokunmak, zarar vermek, kötülük yapmak

Various

V

rendre justice à

birine hak vermek, hakkını teslim etmek

Various

V

birini birine bağlamak, emrine vermek

Various

V

prévenir qn. de qqch.

birini birşeyden haberdar etmek, bildirmek, bilgi vermek

warn smb, anticipate, inform

Various

V

ester qqn en justice

birini dava etmek, biri hakkında dava açmak, birini mahkemeye vermek

Legal

V

faire du chagrin à qn

birini üzmek, acı vermek

Various

V

buluşma sözü vermek, görüşmek üzere sözleşmek

Various

V

bunları saymak gerekirse, isim vermek gerekirse

Technical Office

çelik bina hesap raporu

Adv.

attacher du prix

büyük değer vermek, büyük önem vermek

pay much attention, esteem

Various

V

blocage d'appel

çağrı engelleme, çağrı reddi, aramaya izin vermeme, arama engelleme

IT

N M

çekilişle verme

Various

donner suite, donner une suite

reply, get back

Various

V

cevap vermek, doldurmak, ihtiyacı karşılamak

Technical Office

V

donner suit à qqch

cevap vermek, geri dönüş yapmak, devamını getirmek

reply, get back

Various

V

çevirmek, yöneltmek, yönlendirmek, yön vermek, yön göstermek

Various

V

compromettre l'environnement

çevreye zarar vermek

damage the environment

Legal

V

harcèlement sexuel

cinsel taciz, rahatsızlık verme

sexual harassment

Legal

N M

conserver sa ligne ferme

çizgisinden, tutumundan hiç taviz vermemek

Politics

V

çökme, sehim, belverme

Technical Office

N M

prendre une décision plus réflechie

daha iyi düşünerek karar vermek

take a better-thought-of decision

Various

V

defin, toprağa verme, gömme

Various

N M

accorder son appui à qn, (prêter, offrir)

destek olmak, destek vermek, arka olmak, arka çıkmak

support, back up, help

Various

V

accorder, apporter son soutien à

desteklemek, destek olmak, destek vermek

supply one's support to smb, support smb

Various

V

dezavantajlı duruma getirmek, zarar vermek, aleyhine olmak

disadvantage, disfavor

Legal

V

récompenser qn de f. qch

dolayı ödüllendirmek, karşılığını vermek

Various

V

doping yapmak, güç verici ilaç vermek

Various

V

durdurmak, son vermek

Various

N F

décider au cas par cas

duruma göre karar verme

decide case-by-case

Medical

V

fournir des prestations de formation

provide formation services

Technical Office

V

eğmek, sallamak (başını, selam vermek için)

Engineering Structures

V

mise sous tension

Miscellaneous

N F

payer des intérêts

Economy

V

déposer sur un compte de dépôt

faize vermek, faize yatırmak

deposit in deposit account

Economy

V

fiyat vermek, fiyat girmek

Technical Office

V

fournir une caution

present a bank guarantee

Technical Office

V

gelişigüzel, üstünkörü, baştan savma, önem vermeden

Various

Adj.

gerekçelerini vermek, bir şeyi gerekçeleri ile açıklamak, gerekçelere dayandırmak

Various

V

gevşetmek, salmak, salıvermek, serbest bırakmak

Various

V

görev süresi sonunda birisini görevden alma, görevden ayrılmasına izin verme

Legal

N M

inspirer confiance à qn

güven uyandırmak, güven vermek, güven aşılamak

Various

V

güven vermek, telkin etmek, temin etmek, içini rahatlatmak, endişelerini gidermek

Various

V

mettre en gage, nantir, engager

güvence vermek, taahhüt etmek

Legal

V

aviser qqn de qqch.

haberdar etmek, haber vermek, bilgi vermek

Various

V

se prononcer sur qch

hakkında karar vermek

Various

V

halka açıklama, halka bilgi verme

vulgarization, popularization

Legal

N F

hava verme, hava üfleme

Machinery

N F

hazırlanma, nakil, geçiş, verme

preparation, handover, transfer, award

Various

N F

pour éviter toute doute

her tür şüpheden kaçınmak için, herhangi bir şüpheye mahal vermemek için

for the avoidance of doubt

Legal

rendre compte à qn de qch

hesap vermek, açıklama yapmak, izahat vermek

Various

V

Various

V

Economy

V

Legal

V

iade etmek, geri vermek

return,, pay back

Legal

özellikle bir paranın veya teminatın iade edilmesi

V

Legal

V

faire une déclaration

give a statement

Legal

V

mode de passation (d'un marché)

ihale yöntemi, ihale usulü, ihale ediliş yöntemi, ihale ediliş şekli, (teklif verme usulü)

tendering procedure, tender-awarding procedure

Technical Office

N F

marché, confier un marché à qqn.

ihale, ihaleyi birine vermek, ihaleyi bir firmaya vermek

tender, to award a tender to smb.

Legal

N M

adjuger au moins disant

ihaleyi en düşük teklif verene vermek

award the tender to the lowest bidder

Economy

V

répondre aux besoins

ihtiyaca cevap vermek

Various

V

fournir une garantie

provide a guarantee

Economy

V

débauche, licensiement

işten çıkarma, işine son verme

Economy

N F

roue directrice

istikamet tekeri, yönlendirici teker, yön verme tekeri

Machinery

N F

Machinery

V

autoriser qn à f. qch

izin vermek, yetki vermek

Various

V

kabul etmek, izin vermek, bırakmak

Legal

V

sans aucune concession sur la qualité

kaliteden asla taviz vermeden

without any concession on the quality

Various

Prép.

karar almak, karar vermek, bir konuda karar vermek (bir yetkili kurum, mahkeme, vb. için)

Various

syn. décider, prendre un décision sur qqch, statuer sur, statuer que

V

autorité de décision

karar verme mercii

decision-making authority

Legal

N F

Legal

V

karar vermek, karar almak

take a decision

Various

V

karara bağlamak, kurala bağlamak, karar almak, kesin yargı vermek

give a decision on

Various

V

se promettre de f. qch

karşılıklı söz vermek, karar vermek

Various

V

solde de caisse anormalement créditeur

kasanın inanılmaz büyük bir alacak bakiyesi vermesi

cash balance abnormally creditor

Economy

N M

Legal

V

libération à caution

kefaletle serbest bırakma, salıverme

Legal

N F

kendini verme, adama

Various

N M

devote oneself to sth

Various

V

Economy

N F

konsantre olmak, bir şey üzerinde yoğunlaşmak, tüm dikkatini vermek

concentrate, focus on

Technical Office

V

kontr garanti vermek

counter guarantee

Technical Office

V

kötüleşmek, zarar vermek

Various

V

observer, tenir compte de

kulak vermek, dikkate almak

Technical Office

V

entendre raison

laftan anlamak, doğru söze hak vermek, hakkını teslim etmek

Various

V

se prononcer pour, contre

lehinde, aleyhinde karar vermek

decide for, decide against sth

Various

V

prononcer pour, contre

lehine, aleyhine karar vermek

Various

V

mahal vermek, yol açmak

Various

V

mola vermek, (gemi için) demir atmak, demirlemek

Legal

V

Various

V

porter atteinte à la réputation

namına zarar verme

reputational harm

IT

V

neden olmak, yol açmak, sebep vermek

engender, generate

Various

V

ödeme, hesabı kapama, karşılığını verme

payment, discharge

Economy

N M

avancer qch à qn

ödünç vermek

Various

V

onaylamak, kabul etmek, izin vermek, onay vermek

Various

V

önceden bilgi verme

Legal

N M

öncelik vermek, daha çok önemsemek

Various

V

attacher du prix, de l'importance, de l'intérêt à qch

önem vermek, değer vermek, dikkate almak

value sth, pay attention to sth

Various

V

décider de commun accord

ortak anlaşma ile karar vermek, ortak anlaşmayla karara bağlamak, birlikte karar almak

decide by mutual agreement

Legal

V

peşinat vermek

pay advance fee

Technical Office

V

dénoncer qn à la police

polise ihbar etmek, ele vermek

denounce, report

Various

V

attribuer un marché

proje vermek, projeyi vermek

award a contract

Technical Office

V

faire rapport à

raporlama, rapor vermek, raporlamak

Technical Office

raporlama yaptığı kişi

V

saldırmak, zarar vermek

Various

V

aller aux urnes

sandığa gitmek, oy vermek

go to the polls

Legal

V

alimentation électrique du réseau

şebekeye elektrik vermek

power supply to the network

Miscellaneous

N F

sehim, belverme

Engineering Structures

Tabliyenin vb düz bir yüzeyin, bir nesnenin, yük ile eğilmesi, belvermesi

N F

Machinery

V

serbest bırakmak, gitmesine izin vermek, elden çıkarmak (ucuza), salmak, gevşetmek

release, loosen, let go

Medical

V

serum verme, serum takma

Medical

N F

passation d'une commande

siparişin verilmesi, sipariş verilmesi, sipariş vermek, sipariş geçilmesi

placement of order

Legal

N F

rendre l'âme, l'esprit, le dernier soupir

son nefesini vermek, ölmek

give his last breath

Various

V

son vermek, sona erdirmek, bitirmek

finish, stop, given an end

Various

V

sonlandırmak, son halini vermek, finalize etmek, nihai hale getirmek, kesinleştirmek, nihayete erdirmek, sonuca bağlamak

Technical Office

V

responsabiliser

sorumluluk vermek, sorumlu tutmak

charge, give responsibility, deem smb responsible

Various

V

prononcer un discours

söylev vermek, konuşma yapmak

make a speech, give a speech

Various

V

s'engager à f. qch

söz vermek, taahhüt etmek, üstlenmek

engage in doing sth

Various

V

söz vermek, vaat etmek, haber vermek, habercisi olmak

Various

V

prise de décision stratégique

stratejik karar verme

strategic decision-making

Technical Office

N F

su basmak, su vermek

water, irrigate

Materials

V

sürekli olarak, aralıksız, ara vermeden, durmadan

Various

Adv.

allaitement (d'un enfant)

süt verme (emzirerek veya biberon ile)

feeding (a baby)

Medical

N M

taciz etmek, rahatsızlık vermek

Legal

V

donner une instruction

give order, give instruction

Technical Office

V

préconiser qch

tavsiye etmek, öğüt vermek

Various

V

teklif vermek, ihaleye katılmak

Technical Office

V

décrocher le téléphone

telefon açmak, telefonu açmak, telefonu yanıtlamak, telefona cevap vermek

pick up the phone, answer the phone

Various

V

telkin etmek, tavsiye vermek

Various

V

cautionner, se porter caution

Economy

V

verser une caution à

give a guarantee

Economy

V

décider convenablement

tensiben karar vermek

properly decide

Legal

V

teşvik etmek, yöneltmek, sonuç vermek, neden olmak

Economy

V

tevzi, vermek, dağıtmak

Legal

V

donner la somme de

toplamda sonucunu vermek

sum, summed, sum up

Technical Office

V

üflemek, vermek, hazırlamak, elebaşı olmak, ilham vermek

Various

V

uygulama, verme, (ilaç vb)

Medical

N F

uzlaşmaya varmayan, taviz vermeyen

uncompromising, intransigent

Legal

Adj.

donner mandat à qn

give proxy to smb

Legal

V

verme, verilme, (devir gibi)

Various

N F

octroi, attribution

verme, verilme, ödeme, ödenme

granting, award

Various

N M

Various

V

cesser de f. qqch.

yapmayı bırakmak, yapmaya son vermek, sürdürmemek

stop doing sth.

Various

V

yetki aktarmak, yetki vermek, yetkilendirmek

IT

V

empower, entitle

Legal

V

yetkilendirme, yetki verme

authorization, empowerment

Legal

N F

autorisation, habilitation

yetkilendirme, yetki verme, izin verme

IT

N F

déployer d'intenses efforts

yoğun çaba harcamak, büyük uğraşlar vermek

deploy immense efforts

Various

V

donner accès à qch

yol açmak, olanak vermek, sonu bir şeye varmak, götürmek

lead to, end with

Various

V

congédier, licencier

Various

V

charger qqn. de f. qqch.

yüklemek, üstlenmek, birine bir görev vermek

put smb. in charge of sth., charge smb. with sth.

Legal

V

ordonner la suspension provisoire de l'exécution

yürütmeyi geçici durdurma emri vermek

order the temporary suspension of execution

Legal

V

Various

V

Legal

V

Various

V

porter atteinte à

Various

V

zarar vermek (kaliteye), leke sürmek (onura), helal getirmek

Various

V

zarar vermek, bozmak (düzeni, gidişi, vb.), rahatsız etmek, karıştırmak

disturb, perturb

Technical Office

V

zarar vermek, darbe indirmek

Economy

V

porter préjudice à qqn

zarar vermek, zararı dokunmak

Various

V

zarar vermeksizin

without harm to

Legal

Prép.

Fr.rendre compte de qch

Tr.açıklamak, hesap vermek

En.report, explain

V

Fr.appellation

Tr.ad, isim verme, isimlendirme

En.designation, name

N F

Fr.appellation

Tr.adlandırma, ad verme, isimlendirme, isim vermek

En.designation

N F

Fr.nommage

Tr.adlandırma, isimlendirme, isim verme

En.naming

N M

Fr.faire la leçon à qqn

Tr.akıl vermek, öğüt vermek, akıl dersi vermek

En.

V

Fr.mettre qch en état d'alerte

Tr.alarm vermek, alarm durumuna geçirmek

En.alert

V

Fr.donner l'alerte

Tr.alarm vermek, alarma geçirmek

En.alert, raise alert

V

Fr.tirer la sonnette d'alarme

Tr.alarm zilini çalmak, alarm vermek, önemle uyarmak

En.ring the alarm bell

N M

Fr.soumissionner aux prix forfataires clés en mains

Tr.anahtar teslimi fiyat vermek

En.submit a turn-key lump-sum price offer

V

Fr.suspendre

Tr.askıya almak, geçici bir süre için durdurmak, ara vermek, bir süreliğine yasaklamak

En.suspend

V

Fr.faire allusion à, renvoyer à, faire référence à

Tr.atıfta bulunmak, referans vermek

En.refer to

V

Fr.attribuer un avance

Tr.avans vermek

En.give advance payment

V

Fr.s'attacher à qch, à qn

Tr.bağlanmak, sarılmak, kendini vermek, kendini adamak, yapışmak

En.

V

Fr.nourrir

Tr.bakmak, beslemek, yiyecek vermek, emzirmek, geçimini sağlamak

En.nourish, provide for

V

Fr.pressurisation

Tr.basınç uygulama, basınç verme

En.pressurizing, pressurization

N F

Fr.mise en pression

Tr.basınç verme

En.pressurisation

N F

Fr.se déclencher

Tr.başlamak, ortaya çıkmak, oluşmak, patlak vermek

En.

V

Fr.amorcer, initier

Tr.başlatmak, start vermek

En.initiate

V

Fr.fournir un document

Tr.belge vermek

En.provide document

V

Fr.

Tr.bilgi vermek

En.rattle off

Fr.information

Tr.bilgi, bilgi verme, bilgilendirme

En.information

N F

Fr.prise de décisions sur la base d'information

Tr.bilgiyle karar verme

En.decision making on the basis of sound knowledge about sth

N F

Fr.conférer un droit à qn

Tr.bir hak vermek

En.confer a right

V

Fr.adjuger un marché à qq

Tr.bir işi birine vermek, bir ihaleyi birine vermek

En.award a tender to smb

V

Fr.donner un point sur qqch

Tr.bir konu hakkında bilgi vermek

En.

V

Fr.mains dans la main pour qqch

Tr.bir şey için el ele, el ele vermek

En.hand in hand for sth

Fr.prendre la résolution de f. qch

Tr.bir şey yapma kararı almak, yapmaya karar vermek

En.take a decision to do sth

V

Fr.faire référence à qqch

Tr.bir şeye atıf yapmak, göndermede bulunmak, referans vermek

En.reference

V

Fr.engager

Tr.bir şeye başlamak, girişmek, söz vermek, taahhüt etmek, bir şeyi hizmete almak, bir şeyi bir şeye yatırmak

En.engage in sth

V

Fr.attacher de la valeur à

Tr.bir şeye değer vermek, büyük değer vermek

En.attach value

V

Fr.conclure à qch, à f. qch

Tr.bir şeye karar vermek, bir şey yapmaya karar vermek

En.conclude upon

V

Fr.réagir à qch

Tr.bir şeye tepki vermek, tepki göstermek

En.react

V

Fr.abandonner qch à qq

Tr.bir şeyi birine bırakmak, vermek

En.abandon

V

Fr.confier qqch. à qqn.

Tr.bir şeyii birine vermek, tevdi etmek

En.entrust sth. to smb, confide

V

Fr.retenir la soumission (de qqn)

Tr.bir teklifi kabul etmek, ihaleyi -e vermek

En.accept the bid of a company

V

Fr.attacher qch à

Tr.birine bir şey vermek

En.attach sth to smb

V

Fr.donner à qn le droit de faire qqch

Tr.birine bir şey yapma hakkı vermek

En.entitle smb to do sth

V

Fr.promettre qch à qn

Tr.birine bir şeyi söz vermek

En.

V

Fr.ne donner aucune suite à qqn

Tr.birine cevap vermemek, geri dönüş yapmamak

En.do not spare any return to smb

V

Fr.infliger qch à qn

Tr.birine ceza vermek, birini bir cezaya çarptırmak

En.inflict

V

Fr.toucher à qn

Tr.birine dokunmak, zarar vermek, kötülük yapmak

En.touch

V

Fr.rendre justice à

Tr.birine hak vermek, hakkını teslim etmek

En.

V

Fr.subordonner

Tr.birini birine bağlamak, emrine vermek

En.subordinate

V

Fr.prévenir qn. de qqch.

Tr.birini birşeyden haberdar etmek, bildirmek, bilgi vermek

En.warn smb, anticipate, inform

V

Fr.ester qqn en justice

Tr.birini dava etmek, biri hakkında dava açmak, birini mahkemeye vermek

En.ester

V

Fr.faire du chagrin à qn

Tr.birini üzmek, acı vermek

En.

V

Fr.se promettre

Tr.buluşma sözü vermek, görüşmek üzere sözleşmek

En.

V

Fr.en particulier

Tr.bunları saymak gerekirse, isim vermek gerekirse

En.namely

çelik bina hesap raporu

Adv.

Fr.attacher du prix

Tr.büyük değer vermek, büyük önem vermek

En.pay much attention, esteem

V

Fr.blocage d'appel

Tr.çağrı engelleme, çağrı reddi, aramaya izin vermeme, arama engelleme

En.call blocking

N M

Fr.

Tr.çekilişle verme

En.raffle off

Fr.donner suite, donner une suite

Tr.cevap vermek

En.reply, get back

V

Fr.renflouer

Tr.cevap vermek, doldurmak, ihtiyacı karşılamak

En.replenish

V

Fr.donner suit à qqch

Tr.cevap vermek, geri dönüş yapmak, devamını getirmek

En.reply, get back

V

Fr.orienter

Tr.çevirmek, yöneltmek, yönlendirmek, yön vermek, yön göstermek

En.orient, direct

V

Fr.compromettre l'environnement

Tr.çevreye zarar vermek

En.damage the environment

V

Fr.harcèlement sexuel

Tr.cinsel taciz, rahatsızlık verme

En.sexual harassment

N M

Fr.conserver sa ligne ferme

Tr.çizgisinden, tutumundan hiç taviz vermemek

En.

V

Fr.flèchissement

Tr.çökme, sehim, belverme

En.sag

N M

Fr.prendre une décision plus réflechie

Tr.daha iyi düşünerek karar vermek

En.take a better-thought-of decision

V

Fr.enterrement

Tr.defin, toprağa verme, gömme

En.burial

N M

Fr.accorder son appui à qn, (prêter, offrir)

Tr.destek olmak, destek vermek, arka olmak, arka çıkmak

En.support, back up, help

V

Fr.accorder, apporter son soutien à

Tr.desteklemek, destek olmak, destek vermek

En.supply one's support to smb, support smb

V

Fr.défavoriser

Tr.dezavantajlı duruma getirmek, zarar vermek, aleyhine olmak

En.disadvantage, disfavor

V

Fr.récompenser qn de f. qch

Tr.dolayı ödüllendirmek, karşılığını vermek

En.award smb

V

Fr.doper

Tr.doping yapmak, güç verici ilaç vermek

En.dope

V

Fr.cessation

Tr.durdurmak, son vermek

En.cease

N F

Fr.décider au cas par cas

Tr.duruma göre karar verme

En.decide case-by-case

V

Fr.fournir des prestations de formation

Tr.eğitim vermek

En.provide formation services

V

Fr.incliner

Tr.eğmek, sallamak (başını, selam vermek için)

En.lean, bend

V

Fr.mise sous tension

Tr.enerji verme

En.power supply

N F

Fr.payer des intérêts

Tr.faiz verme

En.pay interest

V

Fr.déposer sur un compte de dépôt

Tr.faize vermek, faize yatırmak

En.deposit in deposit account

V

Fr.fixer un prix

Tr.fiyat vermek, fiyat girmek

En.quote

V

Fr.fournir une caution

Tr.garanti vermek

En.present a bank guarantee

V

Fr.lâche

Tr.gelişigüzel, üstünkörü, baştan savma, önem vermeden

En.loose

Adj.

Fr.motiver

Tr.gerekçelerini vermek, bir şeyi gerekçeleri ile açıklamak, gerekçelere dayandırmak

En.justify

V

Fr.relaxer

Tr.gevşetmek, salmak, salıvermek, serbest bırakmak

En.relax

V

Fr.quitus

Tr.görev süresi sonunda birisini görevden alma, görevden ayrılmasına izin verme

En.discharge

N M

Fr.inspirer confiance à qn

Tr.güven uyandırmak, güven vermek, güven aşılamak

En.

V

Fr.rassurer

Tr.güven vermek, telkin etmek, temin etmek, içini rahatlatmak, endişelerini gidermek

En.reassure

V

Fr.mettre en gage, nantir, engager

Tr.güvence vermek, taahhüt etmek

En.pledge to

V

Fr.aviser qqn de qqch.

Tr.haberdar etmek, haber vermek, bilgi vermek

En.inform smb

V

Fr.se prononcer sur qch

Tr.hakkında karar vermek

En.decide on sth

V

Fr.vulgarisation

Tr.halka açıklama, halka bilgi verme

En.vulgarization, popularization

N F

Fr.insufflation

Tr.hava verme, hava üfleme

En.insufflation

N F

Fr.passation

Tr.hazırlanma, nakil, geçiş, verme

En.preparation, handover, transfer, award

N F

Fr.pour éviter toute doute

Tr.her tür şüpheden kaçınmak için, herhangi bir şüpheye mahal vermemek için

En.for the avoidance of doubt

Fr.rendre compte à qn de qch

Tr.hesap vermek, açıklama yapmak, izahat vermek

En.report

V

Fr.servir

Tr.hizmet vermek

En.serve

V

Fr.servir

Tr.hizmet vermek

En.serve

V

Fr.desservir

Tr.hizmet vermek

En.serve

V

Fr.restituer

Tr.iade etmek, geri vermek

En.return,, pay back

özellikle bir paranın veya teminatın iade edilmesi

V

Fr.plaider

Tr.ifade vermek

En.plead

V

Fr.faire une déclaration

Tr.ifade vermek

En.give a statement

V

Fr.mode de passation (d'un marché)

Tr.ihale yöntemi, ihale usulü, ihale ediliş yöntemi, ihale ediliş şekli, (teklif verme usulü)

En.tendering procedure, tender-awarding procedure

N F

Fr.marché, confier un marché à qqn.

Tr.ihale, ihaleyi birine vermek, ihaleyi bir firmaya vermek

En.tender, to award a tender to smb.

N M

Fr.adjuger au moins disant

Tr.ihaleyi en düşük teklif verene vermek

En.award the tender to the lowest bidder

V

Fr.répondre aux besoins

Tr.ihtiyaca cevap vermek

En.meet the needs

V

Fr.fournir une garantie

Tr.ipotek vermek

En.provide a guarantee

V

Fr.débauche, licensiement

Tr.işten çıkarma, işine son verme

En.fire (to)

N F

Fr.roue directrice

Tr.istikamet tekeri, yönlendirici teker, yön verme tekeri

En.steering wheel

N F

Fr.permettre

Tr.izin vermek

En.permit

V

Fr.autoriser qn à f. qch

Tr.izin vermek, yetki vermek

En.autorize

V

Fr.concéder

Tr.kabul etmek, izin vermek, bırakmak

En.acknowledge

V

Fr.sans aucune concession sur la qualité

Tr.kaliteden asla taviz vermeden

En.without any concession on the quality

Prép.

Fr.se prononcer

Tr.karar almak, karar vermek, bir konuda karar vermek (bir yetkili kurum, mahkeme, vb. için)

En.decide

syn. décider, prendre un décision sur qqch, statuer sur, statuer que

V

Fr.autorité de décision

Tr.karar verme mercii

En.decision-making authority

N F

Fr.arrêter

Tr.karar vermek

En.decide

V

Fr.trancher

Tr.karar vermek, karar almak

En.take a decision

V

Fr.statuer sur

Tr.karara bağlamak, kurala bağlamak, karar almak, kesin yargı vermek

En.give a decision on

V

Fr.se promettre de f. qch

Tr.karşılıklı söz vermek, karar vermek

En.

V

Fr.solde de caisse anormalement créditeur

Tr.kasanın inanılmaz büyük bir alacak bakiyesi vermesi

En.cash balance abnormally creditor

N M

Fr.avaliser

Tr.kefalet vermek

En.guarantee

V

Fr.libération à caution

Tr.kefaletle serbest bırakma, salıverme

En.

N F

Fr.dévouement

Tr.kendini verme, adama

En.dedicating

N M

Fr.s'adonner à

Tr.kendini vermek

En.devote oneself to sth

V

Fr.location-bail

Tr.kiraya vermek

En.rent, lease

N F

Fr.concentrer

Tr.konsantre olmak, bir şey üzerinde yoğunlaşmak, tüm dikkatini vermek

En.concentrate, focus on

V

Fr.contregarantir

Tr.kontr garanti vermek

En.counter guarantee

V

Fr.déteriorer

Tr.kötüleşmek, zarar vermek

En.deteriorate

V

Fr.observer, tenir compte de

Tr.kulak vermek, dikkate almak

En.heed

V

Fr.entendre raison

Tr.laftan anlamak, doğru söze hak vermek, hakkını teslim etmek

En.

V

Fr.se prononcer pour, contre

Tr.lehinde, aleyhinde karar vermek

En.decide for, decide against sth

V

Fr.prononcer pour, contre

Tr.lehine, aleyhine karar vermek

En.

V

Fr.occassionner

Tr.mahal vermek, yol açmak

En.cause, create

V

Fr.faire escale

Tr.mola vermek, (gemi için) demir atmak, demirlemek

En.stop

V

Fr.motiver

Tr.motif vermek

En.motivate

V

Fr.porter atteinte à la réputation

Tr.namına zarar verme

En.reputational harm

V

Fr.engendrer

Tr.neden olmak, yol açmak, sebep vermek

En.engender, generate

V

Fr.acquittement

Tr.ödeme, hesabı kapama, karşılığını verme

En.payment, discharge

N M

Fr.avancer qch à qn

Tr.ödünç vermek

En.

V

Fr.approuver

Tr.onaylamak, kabul etmek, izin vermek, onay vermek

En.approuve

V

Fr.préavis

Tr.önceden bilgi verme

En.due notice

N M

Fr.privilégier

Tr.öncelik vermek, daha çok önemsemek

En.privilege

V

Fr.attacher du prix, de l'importance, de l'intérêt à qch

Tr.önem vermek, değer vermek, dikkate almak

En.value sth, pay attention to sth

V

Fr.décider de commun accord

Tr.ortak anlaşma ile karar vermek, ortak anlaşmayla karara bağlamak, birlikte karar almak

En.decide by mutual agreement

V

Fr.verser avance

Tr.peşinat vermek

En.pay advance fee

V

Fr.dénoncer qn à la police

Tr.polise ihbar etmek, ele vermek

En.denounce, report

V

Fr.attribuer un marché

Tr.proje vermek, projeyi vermek

En.award a contract

V

Fr.faire rapport à

Tr.raporlama, rapor vermek, raporlamak

En.report to

raporlama yaptığı kişi

V

Fr.attaquer

Tr.saldırmak, zarar vermek

En.attack

V

Fr.aller aux urnes

Tr.sandığa gitmek, oy vermek

En.go to the polls

V

Fr.alimentation électrique du réseau

Tr.şebekeye elektrik vermek

En.power supply to the network

N F

Fr.flèche

Tr.sehim, belverme

En.bending

Tabliyenin vb düz bir yüzeyin, bir nesnenin, yük ile eğilmesi, belvermesi

N F

Fr.former

Tr.şekil vermek

En.form, shape

V

Fr.lâcher

Tr.serbest bırakmak, gitmesine izin vermek, elden çıkarmak (ucuza), salmak, gevşetmek

En.release, loosen, let go

V

Fr.perfusion

Tr.serum verme, serum takma

En.perfusion

N F

Fr.passation d'une commande

Tr.siparişin verilmesi, sipariş verilmesi, sipariş vermek, sipariş geçilmesi

En.placement of order

N F

Fr.rendre l'âme, l'esprit, le dernier soupir

Tr.son nefesini vermek, ölmek

En.give his last breath

V

Fr.mettre fin

Tr.son vermek, sona erdirmek, bitirmek

En.finish, stop, given an end

V

Fr.finaliser

Tr.sonlandırmak, son halini vermek, finalize etmek, nihai hale getirmek, kesinleştirmek, nihayete erdirmek, sonuca bağlamak

En.finalize

V

Fr.responsabiliser

Tr.sorumluluk vermek, sorumlu tutmak

En.charge, give responsibility, deem smb responsible

V

Fr.prononcer un discours

Tr.söylev vermek, konuşma yapmak

En.make a speech, give a speech

V

Fr.s'engager à f. qch

Tr.söz vermek, taahhüt etmek, üstlenmek

En.engage in doing sth

V

Fr.promettre

Tr.söz vermek, vaat etmek, haber vermek, habercisi olmak

En.

V

Fr.prise de décision stratégique

Tr.stratejik karar verme

En.strategic decision-making

N F

Fr.arroser

Tr.su basmak, su vermek

En.water, irrigate

V

Fr.constamment

Tr.sürekli olarak, aralıksız, ara vermeden, durmadan

En.constantly

Adv.

Fr.allaitement (d'un enfant)

Tr.süt verme (emzirerek veya biberon ile)

En.feeding (a baby)

N M

Fr.harceler

Tr.taciz etmek, rahatsızlık vermek

En.harass

V

Fr.donner une instruction

Tr.talimat vermek

En.give order, give instruction

V

Fr.préconiser qch

Tr.tavsiye etmek, öğüt vermek

En.recommend

V

Fr.soumissionner

Tr.teklif vermek, ihaleye katılmak

En.bid

V

Fr.décrocher le téléphone

Tr.telefon açmak, telefonu açmak, telefonu yanıtlamak, telefona cevap vermek

En.pick up the phone, answer the phone

V

Fr.suggérer

Tr.telkin etmek, tavsiye vermek

En.suggest

V

Fr.cautionner, se porter caution

Tr.teminat vermek

En.sign surety

V

Fr.verser une caution à

Tr.teminat vermek

En.give a guarantee

V

Fr.décider convenablement

Tr.tensiben karar vermek

En.properly decide

V

Fr.induire

Tr.teşvik etmek, yöneltmek, sonuç vermek, neden olmak

En.induce

V

Fr.dispenser

Tr.tevzi, vermek, dağıtmak

En.dispense

V

Fr.donner la somme de

Tr.toplamda sonucunu vermek

En.sum, summed, sum up

V

Fr.inspirer

Tr.üflemek, vermek, hazırlamak, elebaşı olmak, ilham vermek

En.inspire

V

Fr.administration

Tr.uygulama, verme, (ilaç vb)

En.administration

N F

Fr.intransigeant

Tr.uzlaşmaya varmayan, taviz vermeyen

En.uncompromising, intransigent

Adj.

Fr.donner mandat à qn

Tr.vekalet vermek

En.give proxy to smb

V

Fr.dation

Tr.verme, verilme, (devir gibi)

En.

N F

Fr.octroi, attribution

Tr.verme, verilme, ödeme, ödenme

En.granting, award

N M

Fr.conférer

Tr.vermek

En.confer, invest

V

Fr.cesser de f. qqch.

Tr.yapmayı bırakmak, yapmaya son vermek, sürdürmemek

En.stop doing sth.

V

Fr.déléguer

Tr.yetki aktarmak, yetki vermek, yetkilendirmek

En.delegate

V

Fr.habiliter

Tr.yetki vermek

En.empower, entitle

V

Fr.habilitation

Tr.yetkilendirme, yetki verme

En.authorization, empowerment

N F

Fr.autorisation, habilitation

Tr.yetkilendirme, yetki verme, izin verme

En.authorization

N F

Fr.déployer d'intenses efforts

Tr.yoğun çaba harcamak, büyük uğraşlar vermek

En.deploy immense efforts

V

Fr.donner accès à qch

Tr.yol açmak, olanak vermek, sonu bir şeye varmak, götürmek

En.lead to, end with

V

Fr.congédier, licencier

Tr.yol vermek

En.dismiss

V

Fr.charger qqn. de f. qqch.

Tr.yüklemek, üstlenmek, birine bir görev vermek

En.put smb. in charge of sth., charge smb. with sth.

V

Fr.ordonner la suspension provisoire de l'exécution

Tr.yürütmeyi geçici durdurma emri vermek

En.order the temporary suspension of execution

V

Fr.déranger

Tr.zahmet vermek

En.trouble smb

V

Fr.endommager

Tr.zarar vermek

En.damage, injure

V

Fr.abimer

Tr.zarar vermek

En.ruin

V

Fr.porter atteinte à

Tr.zarar vermek

En.undermine

V

Fr.entacher

Tr.zarar vermek (kaliteye), leke sürmek (onura), helal getirmek

En.damage, stain

V

Fr.perturber

Tr.zarar vermek, bozmak (düzeni, gidişi, vb.), rahatsız etmek, karıştırmak

En.disturb, perturb

V

Fr.punch

Tr.zarar vermek, darbe indirmek

En.pummel

V

Fr.porter préjudice à qqn

Tr.zarar vermek, zararı dokunmak

En.harm smb

V

Fr.sans nuire à

Tr.zarar vermeksizin

En.without harm to

Prép.

Types of Words
(For further details, please visit our Categories page)

Abbreviation	French
Adj.	Adjectif
Adv.	Adverbe
Conj.	Conjonction
N F	Nom Féminin
N FP	N F Pluriel
N M	Nom Masculin
N MP	N M Pluriel
Prép.	Préposition
Pron.	Pronom
V	Verbe

None of the fields are obligatory, you may fill any or all of the fields, as you wish.
It is completely anonymous to share your suggestions or comments.
We will review your suggestions / comments, and we will consider adding them to our site.

About the Site

This is a glossary of technical terms. There are the translations of technical terms, not sentences.

This site is trilingual. There are the technical translations of terms from <> to French, Turkish and English.

This site is designed in columns. It is equipped with user-friendly features. It is completely mobile-friendly.

It is completely free to use this site. There is nothing expected from our visitors in return.

It is safe to use this site. No attempt shall be made to identify the visitors.

This site is interactive. The visitors are encouraged to make suggestions and comments, which are all welcome.

This site is subject to constant development. New content is being inserted regularly, and the code is being developped everyday.

Now with https it is even safer to visit and interact with this website.

You may want to click on the language button to list the results in alphabetical order.

Recently Added Words

basic size

releasable

work card

waste disposal authority

combined cycle power plant

rehearsal

modality

weakening

fluidly

digital terrain model

blancing

passing loop

condemnation

device independent

hotel complex