Logo Teknik Terminoloji
Anasayfa Sayı Çevir Kategoriler Kullanım Hakkımızda İletişim EnglishEnglish FrançaisFrançais ☰

Mettre Tercümesi

Fransızca Türkçe İngilizce Teknik Terimler Sözlüğü


İçinde Geçenler 91
Fransızca
Türkçe
İngilizce
Kategori
mettre qch en état d'alerte
alarm vermek, alarm durumuna geçirmek
alert
Diğer
V
se mettre d'accord sur f. qqch sur qqch, s'entendre sur
anlaşmak
agree on sth, come to an agreement on sth
Diğer
V
mettre en mémoire tampon
arabelleğe koyma, tampon bellekte depolama, arabelleğe alma
buffer, buffering
Bilişim
V
mettre au point
ayarlama, odaklama, geliştirme
arrange, focus, develop
Teknik Ofis
V
mettre en cause, mis en cause
bahsetmek, bahsedilen
bring in
Ekonomi
V
mettre en majuscule la première lettre d'un mot et laisser les autres en minuscules
baş harflerini büyük yazma
writing the first letter capitalized, (or in upper case)
Diğer
V
mettre en route
başlatmak, çalıştırmak (makineyi, cihazı)
start up
Çeşitli
V
émettre
basmak, yayınlamak, çıkarmak, iletmek, göndermek
emit, issue
Diğer
V
mettre en attente
beklemeye almak, bekletmek
keep on hold, hold, keep waiting
Diğer
V
se mettre au courant entièrement de qqch
bir konu hakkında tamamen bilgi sahibi olmak, bilgi edinmek, bir konuyu bilmek
make oneself fully aware of sth
Hukuk
V
se permettre de f qqch
bir şey yapmayı karşılayabilmek (ekonomik olarak)
afford to do sth
Diğer
V
mettre en jeu
bir şeyi söz konusu hale getirmek
bring into play
Teknik Ofis
V
promettre qch à qn
birine bir şeyi söz vermek
Diğer
V
soumettre qqn à un essai
birini bir teste tabi tutmak
subject somebody to test
Tıp
V
être, se mettre en liaison avec qn
birisi ile temasta olmak, temasa geçmek, iletişim halinde olmak
get in contact with smb, contact smb, get in touch with smb
Diğer
V
mettre qn, qch en défaite
bozguna uğratmak, yenmek
defeat
Askeri
V
se promettre
buluşma sözü vermek, görüşmek üzere sözleşmek
Diğer
V
mettre tout son espoir sur
bütün umudunu bir şey bağlamak
Diğer
V
compromettre l'environnement
çevreye zarar vermek
damage the environment
Hukuk
V
mettre qch à l'épreuve
denemek, test etmek, kontrol etmek
test something
Kalite - Laboratuvar
V
mettre en service, démarrer
devreye girmek
start up, put on
Diğer
V
mettre en exergue
dikte etmek, ısrar etmek
Diğer
V
mettre en cause, mis en cause, mise en cause, mises en cause, remise en cause, remettre en cause
doğruluğunu sorgulamak, dava açmak, suçlamak
call into question, accuse, blame, implicate
Diğer
V
mettre en évidence la cohérence de nos activités
etkinliklerimizin tutarlılığını ortaya dökmek
put forward the coherence of our activities
Diğer
V
mettre le siège devant
etrafını kuşatmak, kuşatmaya almak
set siege to
Askeri
V
se mettre en ménage
evlenmek
get married
Diğer
V
transmettre le document (dûment)
evrakın ikmalen gönderilmesi
send the document (accordingly)
Hukuk
V
soumettre
gönder
submit
Bilişim
V
se mettre en évidence
görünmek, belli olmak, ortaya çıkmak, kendini göstermek
appear, prove
Diğer
V
mettre qch en évidence
gözler önüne sermek, açıklığa kavuşturmak, kanıtlamak
bring to light
Diğer
V
mettre qqch. en évidence
gözler önüne serrmek, açıklığa çıkarmak, aydınlığa kavuşturmak
emphasize, highlight, reveal
Diğer
V
se mettre en grève, faire grève, faire la grève
greve gitmek, grev yapmak
go on strike
Diğer
V
remettre à jour
güncellemek
update
Hukuk
V
mettre à jour
güncellemek
update
Bilişim
V
mettre à l'ordre du jour
gündeme alma
put on the agenda
Diğer
V
mettre en gage, nantir, engager
güvence vermek, taahhüt etmek
pledge to
Hukuk
V
mettre en mouvement
harekete geçirmek
put into motion, set into motion, move
Diğer
V
mettre à disposition
hazır hale getirmek
make available
Hukuk
V
mettre en service
hizmete açmak
commission
Teknik Ofis
V
sans soumettre
ibra etmeden
without submitting
Hukuk
Prép.
soumettre
ibraz etmek
submit
Hukuk
V
émettre (des titres, des obligations, des valeurs mobilières)
ihraç (hisse senedi, bono)
issue
Ekonomi
V
permettre, donner lieu
imkan sağlama
provide the opportunity
Diğer
V
mettre la charrue avant les bœufs
işe tersinden başlamak, işi tersinden yapmak
do something as backwards, put the cart before the horse
Diğer
V
mettre la charrue avant les bœufs
işe tersten başlamak
put the cart before the horses
Diğer
V
commettre
işlemek, yapmak, ifa etmek (suç, intihar, vs)
commit
Hukuk
V
permettre
izin vermek
permit
Makineler
V
admettre
kabul etmek, sanmak, farz etmek, doğru bulmak
admit, permit, consider as
Diğer
V
mettre qn en fuite
kaçırmak, kaçmasını sağlamak
make smb escape
Diğer
V
déblais à mettre en dépôt définitif
kalıcı depoya gönderilecek kazı malzemesi
excavation material to be stored in definitive storage yard
Sanat Yapıları
tüneller
N M
mettre en exergue, mettre en évidence
kanıtlamak
proove
Diğer
V
mettre en quarantine
karantinaya alma
quarantine
Tıp
V
se promettre de f. qch
karşılıklı söz vermek, karar vermek
Diğer
V
commettre un massacre
katliam yapmak, toplu kıyım yapmak
massacre, slaughter
Askeri
V
se mettre à la place de qqn
kendini bir başkasının yerine koymak
put oneself in the shoes of smb
Diğer
V
mettre qn en colère
kızdırmak, öfkelendirmek
annoy
Diğer
V
se mettre en colère contre qn
kızmak, öfkelenmek
get angry with smb
Diğer
V
mettre au clair
netleştirmek, açıklığa kavuşturmak, açıklamak
clarify, clear
Diğer
V
mettre à la disposition de qqn les ressources financières, budgétaires nécessaires
ödenek sağlamak
provide budget
Teknik Ofis
V
soumettre à l'approbation
onaya sunmak
submit for approval
Teknik Ofis
V
cacher, mettre en mémoire tampon
önbellekte saklamak
cache, to
Bilişim
V
mettre qch aux voix
oya koymak, oya sunmak, oylamaya almak, oylamak
vote
Hukuk
V
mettre sur le marché
piyasaya sürmek (bir malı)
place on market, place on the market
Tıp
V
mettre qch en vente
satışa çıkarmak, satmak, piyasaya sürmek
offer for sale
Ekonomi
V
effacer, remettre à l'état initial, libérer
sıfırlamak, silmek, resetlemek
clear, reset
Bilişim
V
mettre bas les armes
silahları indirmek
lay down arms
Siyasi
V
mettre fin
son vermek, sona erdirmek, bitirmek
finish, stop, given an end
Diğer
V
promettre
söz vermek, vaat etmek, haber vermek, habercisi olmak
Diğer
V
commettre une crime, une violation
suç işlemek, ihlal etmek
commit a crime
Hukuk
V
remise en question, mise en question, mettre en question
şüphe doğurmak, tereddüte yol açmak, tereddüt doğurmak, tartışma konusu haline getirmek
put into question
Diğer
N F
prendre l'engagement de f. qqch. , promettre de f. qqch
taahhüdünde bulunmak
pledge
Hukuk
V
mettre à disposition
tahsis etmek, ayırmak, teslim etmek
devote, allocate, reserv, assign, appropriate
Diğer
V
soumettre qqch. à l'appreciation de qn.
takdirlerine arz etmek
submit sth. to smb's discretion, appreciation, consideration
Hukuk
V
compromettre
tehlikeye atmak
put in danger
Hukuk
V
compromettre
tehlikeye sokmak, tehlikeye atmak, riske atmak
compromise, endanger, implicate, imperil
Diğer
V
mise en jeu, mettre un jeu
teminatı kırdırmak, nakde dönüştürmek, tazmin etmek
encash a guarantee
Ekonomi
teminat vs. için
N F
mettre en cause, mise en cause de la garantie
teminatı nakde çevirmek
put in issue the guaranty
Ekonomi
V
mettre à la terre
topraklamak
ground, earth
Çeşitli
V
mise en consommation, mettre en consommation
tüketime sunma
release for consumption
Ekonomi
N F
omettre
unutmak, göz ardı etmek, çıkarmak
omit, omit to do sth.
Diğer
V
mettre en demeure
uyarmak, ihtar etmek, ihtar çekmek
send notification
Hukuk
V
mettre en garde
uyarmak, ikaz etmek
warn smb
Diğer
V
mettre qqch en pratique
uygulamak, uygulamaya koymak, uygulamaya almak, hayata almak
put sth in practice
Diğer
V
mettre en pratique
uygulamaya koymak, uygulamaya almak
put into practice, apply
Hukuk
V
régler, mettre en œuvre
üzerinden geçmek, düzenlemek, düzene sokmak
work through
Teknik Ofis
V
mettre en place
yapmak, uygulamak
put in place, apply, realize
Teknik Ofis
V
téléviser, émettre, diffuser, transmettre
yayınlamak, televizyonda yayınlamak, ekrana taşımak
televise, broadcast, transmit, telecast
Bilişim
V
sans remettre en cause l'opinion exprimée ci-dessus
yukarıda belirtilen görüşe karşı olmamakla birlikte, olmaksızın
without calling into question what is mentioned above
Diğer
Prép.
mettre à niveau, mise à niveau, améliorer
yükseltme
upgrade
Bilişim
V
mettre hors de cause
zarar görmesine engel olmak
hold harmless
Teknik Ofis
V
mettre à mal
zora sokmak, güçlüğe düşürmek
Diğer
V
Fr.mettre qch en état d'alerte
Tr.alarm vermek, alarm durumuna geçirmek
En.alert
V
Fr.se mettre d'accord sur f. qqch sur qqch, s'entendre sur
Tr.anlaşmak
En.agree on sth, come to an agreement on sth
V
Fr.mettre en mémoire tampon
Tr.arabelleğe koyma, tampon bellekte depolama, arabelleğe alma
En.buffer, buffering
V
Fr.mettre au point
Tr.ayarlama, odaklama, geliştirme
En.arrange, focus, develop
V
Fr.mettre en cause, mis en cause
Tr.bahsetmek, bahsedilen
En.bring in
V
Fr.mettre en majuscule la première lettre d'un mot et laisser les autres en minuscules
Tr.baş harflerini büyük yazma
En.writing the first letter capitalized, (or in upper case)
V
Fr.mettre en route
Tr.başlatmak, çalıştırmak (makineyi, cihazı)
En.start up
V
Fr.émettre
Tr.basmak, yayınlamak, çıkarmak, iletmek, göndermek
En.emit, issue
V
Fr.mettre en attente
Tr.beklemeye almak, bekletmek
En.keep on hold, hold, keep waiting
V
Fr.se mettre au courant entièrement de qqch
Tr.bir konu hakkında tamamen bilgi sahibi olmak, bilgi edinmek, bir konuyu bilmek
En.make oneself fully aware of sth
V
Fr.se permettre de f qqch
Tr.bir şey yapmayı karşılayabilmek (ekonomik olarak)
En.afford to do sth
V
Fr.mettre en jeu
Tr.bir şeyi söz konusu hale getirmek
En.bring into play
V
Fr.promettre qch à qn
Tr.birine bir şeyi söz vermek
En.
V
Fr.soumettre qqn à un essai
Tr.birini bir teste tabi tutmak
En.subject somebody to test
V
Fr.être, se mettre en liaison avec qn
Tr.birisi ile temasta olmak, temasa geçmek, iletişim halinde olmak
En.get in contact with smb, contact smb, get in touch with smb
V
Fr.mettre qn, qch en défaite
Tr.bozguna uğratmak, yenmek
En.defeat
V
Fr.se promettre
Tr.buluşma sözü vermek, görüşmek üzere sözleşmek
En.
V
Fr.mettre tout son espoir sur
Tr.bütün umudunu bir şey bağlamak
En.
V
Fr.compromettre l'environnement
Tr.çevreye zarar vermek
En.damage the environment
V
Fr.mettre qch à l'épreuve
Tr.denemek, test etmek, kontrol etmek
En.test something
V
Fr.mettre en service, démarrer
Tr.devreye girmek
En.start up, put on
V
Fr.mettre en exergue
Tr.dikte etmek, ısrar etmek
En.
V
Fr.mettre en cause, mis en cause, mise en cause, mises en cause, remise en cause, remettre en cause
Tr.doğruluğunu sorgulamak, dava açmak, suçlamak
En.call into question, accuse, blame, implicate
V
Fr.mettre en évidence la cohérence de nos activités
Tr.etkinliklerimizin tutarlılığını ortaya dökmek
En.put forward the coherence of our activities
V
Fr.mettre le siège devant
Tr.etrafını kuşatmak, kuşatmaya almak
En.set siege to
V
Fr.se mettre en ménage
Tr.evlenmek
En.get married
V
Fr.transmettre le document (dûment)
Tr.evrakın ikmalen gönderilmesi
En.send the document (accordingly)
V
Fr.soumettre
Tr.gönder
En.submit
V
Fr.se mettre en évidence
Tr.görünmek, belli olmak, ortaya çıkmak, kendini göstermek
En.appear, prove
V
Fr.mettre qch en évidence
Tr.gözler önüne sermek, açıklığa kavuşturmak, kanıtlamak
En.bring to light
V
Fr.mettre qqch. en évidence
Tr.gözler önüne serrmek, açıklığa çıkarmak, aydınlığa kavuşturmak
En.emphasize, highlight, reveal
V
Fr.se mettre en grève, faire grève, faire la grève
Tr.greve gitmek, grev yapmak
En.go on strike
V
Fr.remettre à jour
Tr.güncellemek
En.update
V
Fr.mettre à jour
Tr.güncellemek
En.update
V
Fr.mettre à l'ordre du jour
Tr.gündeme alma
En.put on the agenda
V
Fr.mettre en gage, nantir, engager
Tr.güvence vermek, taahhüt etmek
En.pledge to
V
Fr.mettre en mouvement
Tr.harekete geçirmek
En.put into motion, set into motion, move
V
Fr.mettre à disposition
Tr.hazır hale getirmek
En.make available
V
Fr.mettre en service
Tr.hizmete açmak
En.commission
V
Fr.sans soumettre
Tr.ibra etmeden
En.without submitting
Prép.
Fr.soumettre
Tr.ibraz etmek
En.submit
V
Fr.émettre (des titres, des obligations, des valeurs mobilières)
Tr.ihraç (hisse senedi, bono)
En.issue
V
Fr.permettre, donner lieu
Tr.imkan sağlama
En.provide the opportunity
V
Fr.mettre la charrue avant les bœufs
Tr.işe tersinden başlamak, işi tersinden yapmak
En.do something as backwards, put the cart before the horse
V
Fr.mettre la charrue avant les bœufs
Tr.işe tersten başlamak
En.put the cart before the horses
V
Fr.commettre
Tr.işlemek, yapmak, ifa etmek (suç, intihar, vs)
En.commit
V
Fr.permettre
Tr.izin vermek
En.permit
V
Fr.admettre
Tr.kabul etmek, sanmak, farz etmek, doğru bulmak
En.admit, permit, consider as
V
Fr.mettre qn en fuite
Tr.kaçırmak, kaçmasını sağlamak
En.make smb escape
V
Fr.déblais à mettre en dépôt définitif
Tr.kalıcı depoya gönderilecek kazı malzemesi
En.excavation material to be stored in definitive storage yard
tüneller
N M
Fr.mettre en exergue, mettre en évidence
Tr.kanıtlamak
En.proove
V
Fr.mettre en quarantine
Tr.karantinaya alma
En.quarantine
V
Fr.se promettre de f. qch
Tr.karşılıklı söz vermek, karar vermek
En.
V
Fr.commettre un massacre
Tr.katliam yapmak, toplu kıyım yapmak
En.massacre, slaughter
V
Fr.se mettre à la place de qqn
Tr.kendini bir başkasının yerine koymak
En.put oneself in the shoes of smb
V
Fr.mettre qn en colère
Tr.kızdırmak, öfkelendirmek
En.annoy
V
Fr.se mettre en colère contre qn
Tr.kızmak, öfkelenmek
En.get angry with smb
V
Fr.mettre au clair
Tr.netleştirmek, açıklığa kavuşturmak, açıklamak
En.clarify, clear
V
Fr.mettre à la disposition de qqn les ressources financières, budgétaires nécessaires
Tr.ödenek sağlamak
En.provide budget
V
Fr.soumettre à l'approbation
Tr.onaya sunmak
En.submit for approval
V
Fr.cacher, mettre en mémoire tampon
Tr.önbellekte saklamak
En.cache, to
V
Fr.mettre qch aux voix
Tr.oya koymak, oya sunmak, oylamaya almak, oylamak
En.vote
V
Fr.mettre sur le marché
Tr.piyasaya sürmek (bir malı)
En.place on market, place on the market
V
Fr.mettre qch en vente
Tr.satışa çıkarmak, satmak, piyasaya sürmek
En.offer for sale
V
Fr.effacer, remettre à l'état initial, libérer
Tr.sıfırlamak, silmek, resetlemek
En.clear, reset
V
Fr.mettre bas les armes
Tr.silahları indirmek
En.lay down arms
V
Fr.mettre fin
Tr.son vermek, sona erdirmek, bitirmek
En.finish, stop, given an end
V
Fr.promettre
Tr.söz vermek, vaat etmek, haber vermek, habercisi olmak
En.
V
Fr.commettre une crime, une violation
Tr.suç işlemek, ihlal etmek
En.commit a crime
V
Fr.remise en question, mise en question, mettre en question
Tr.şüphe doğurmak, tereddüte yol açmak, tereddüt doğurmak, tartışma konusu haline getirmek
En.put into question
N F
Fr.prendre l'engagement de f. qqch. , promettre de f. qqch
Tr.taahhüdünde bulunmak
En.pledge
V
Fr.mettre à disposition
Tr.tahsis etmek, ayırmak, teslim etmek
En.devote, allocate, reserv, assign, appropriate
V
Fr.soumettre qqch. à l'appreciation de qn.
Tr.takdirlerine arz etmek
En.submit sth. to smb's discretion, appreciation, consideration
V
Fr.compromettre
Tr.tehlikeye atmak
En.put in danger
V
Fr.compromettre
Tr.tehlikeye sokmak, tehlikeye atmak, riske atmak
En.compromise, endanger, implicate, imperil
V
Fr.mise en jeu, mettre un jeu
Tr.teminatı kırdırmak, nakde dönüştürmek, tazmin etmek
En.encash a guarantee
teminat vs. için
N F
Fr.mettre en cause, mise en cause de la garantie
Tr.teminatı nakde çevirmek
En.put in issue the guaranty
V
Fr.mettre à la terre
Tr.topraklamak
En.ground, earth
V
Fr.mise en consommation, mettre en consommation
Tr.tüketime sunma
En.release for consumption
N F
Fr.omettre
Tr.unutmak, göz ardı etmek, çıkarmak
En.omit, omit to do sth.
V
Fr.mettre en demeure
Tr.uyarmak, ihtar etmek, ihtar çekmek
En.send notification
V
Fr.mettre en garde
Tr.uyarmak, ikaz etmek
En.warn smb
V
Fr.mettre qqch en pratique
Tr.uygulamak, uygulamaya koymak, uygulamaya almak, hayata almak
En.put sth in practice
V
Fr.mettre en pratique
Tr.uygulamaya koymak, uygulamaya almak
En.put into practice, apply
V
Fr.régler, mettre en œuvre
Tr.üzerinden geçmek, düzenlemek, düzene sokmak
En.work through
V
Fr.mettre en place
Tr.yapmak, uygulamak
En.put in place, apply, realize
V
Fr.téléviser, émettre, diffuser, transmettre
Tr.yayınlamak, televizyonda yayınlamak, ekrana taşımak
En.televise, broadcast, transmit, telecast
V
Fr.sans remettre en cause l'opinion exprimée ci-dessus
Tr.yukarıda belirtilen görüşe karşı olmamakla birlikte, olmaksızın
En.without calling into question what is mentioned above
Prép.
Fr.mettre à niveau, mise à niveau, améliorer
Tr.yükseltme
En.upgrade
V
Fr.mettre hors de cause
Tr.zarar görmesine engel olmak
En.hold harmless
V
Fr.mettre à mal
Tr.zora sokmak, güçlüğe düşürmek
En.
V



Kelime Türleri
(Detay için Kategoriler sayfamıza bakınız)


Kısaltma Fransızca
Adj. Adjectif
Adv. Adverbe
Conj. Conjonction
N F Nom Féminin
N FP N F Pluriel
N M Nom Masculin
N MP N M Pluriel
Prép. Préposition
Pron. Pronom
V Verbe




Alternatif Tercüme Önerin







    Notlar:
  • Hepsini doldurmak zorunda değilsiniz, sadece istediğinizi doldurabilirsiniz.
  • Kimlik bilgisi belirtmeden yorum yapabilirsiniz.
  • Öneri ve yorumlarınız değerlendirme sonrası siteye eklenebilecektir.

Site Hakkında

Bu bir sözlük sitesidir. Cümleler yerine kelimelerin tercümeleri bulunmaktadır.

Site üç dillidir. Fransızca, Türkçe ve İngilizce dilleri arasında teknik terim tercümeleri kullanıcılar ile paylaşılmaktadır.

Site tasarımı sütunlar halindedir. Kullanımı kolaylaştıran özelliklere sahiptir. Mobil uyumludur.

Site ücretsizdir. Bu siteyi kullandığınız için sizden karşılık beklenmemektedir.

Site güvenlidir. Kimliğinizi tespit etmeye yönelik girişimlerde bulunulmamaktadır.

Site karşılıklı etkileşime açıktır. Kullanıcı tarafından alternatif tercüme önerileri ve yorum yapılabilmektedir.

Site gelişmektedir. Yeni içerik eklenmekte, kod geliştirilmektedir.

Sitemiz artık eskisinden de güvenli. Adres çubuğunda gördüğünüz https (Secure Hyper Text Transfer Protocol - güvenli metin aktarma iletişim protokolü) buna işaret etmektedir.

Sonuçları A-Z sıralamak için arama sonuçları ekrana geldikten sonra hangi dilde sıralamak istiyorsanız yukarıdan o dili seçebilirsiniz.











Sözlükten örnek terimler:

Sözlükten örnek terimler:

toplama tankı
toplama tankı
analog-sayısal dönüştürücü
analog-sayısal dönüştürücü
saflaştırmak, arıtmak
saflaştırmak, arıtmak
kanallı rulman alternatör
kanallı rulman alternatör
sulu yıkayıcı
sulu yıkayıcı
aykırı olmak
aykırı olmak
sorun giderme süreci
sorun giderme süreci
diş açma, vida açma, filetaj
diş açma, vida açma, filetaj
kablo hattı, kablo güzergahı
kablo hattı, kablo güzergahı
birim alan başına ağırlık
birim alan başına ağırlık
teminat kredisi
teminat kredisi
astım
astım
karşılık gelmek
karşılık gelmek
içme suyu pompalama istasyonu
içme suyu pompalama istasyonu
silindir kalıp
silindir kalıp