Teknik Terminoloji

Anasayfa Sayı Çevir Kategoriler Kullanım Hakkımızda İletişim

Avoir Tercümesi

Fransızca Türkçe İngilizce Teknik Terimler Sözlüğü

İçinde Geçenler 77

Fransızca

Türkçe

İngilizce

Kategori

avoir son franc-parler

açık sözlü olmak, her şeyi olduğu gibi söylemek, dobra konuşmak

straightforward

Diğer

V

Diğer

V

avoir, note de crédit

Ekonomi

V

alacak dekontu, alacak belgesi

Ekonomi

V

facture d'avoir

alacak indirimi

invoice discounting

Ekonomi

N F

avoir pour objet de f qqch.

amacı, konusu şu olmak

to be the subject of sth.

Hukuk

Cette réunion a pour objet de... The aim of this meeting is to ...

V

vous n'êtes pas sans savoir que, vous savez, vous êtes sans ignorer que = vous n'ignorez pas que, comme vous savez

bildiğiniz gibi, bildiğiniz üzere, bilindiği üzere

Diğer

bilgi birikimi, know-how

know how, know-how

Ekonomi

N M

économie fondée sur le savoir, économie de la connaissance, économie du savoir

bilgiye dayalı (bilgi tabanlı) ekonomi

knowledge base economy, knowledge based economy

Ekonomi

N F

avoir pris connaissance

bilmek, tanımak, okuyup anlamış olmak

to be aware of sth, having read and understood sth

Hukuk

V

avoir une largeur sur qqn, qqch

bir adım önde olmak

be one step ahead of sthsmb

Diğer

V

avoir une liaison

bir bağı olmak

Diğer

V

avoir pour vocation à

bir şey yapmak üzere, amacı bir şey yapmaktır

have the intention of, purpose of

Ekonomi

V

avoir à faire qqch.

bir şey yapması zorunlu olmak, bir şey yapmak zorunda olmak

have to do sth, must do sth.

Hukuk

V

n'avoir pas de lieu de faire qqch

bir şey yapmaya gerek yok

there is no need for doing sth.

Diğer

V

avoir droit à qqch

bir şey yapmaya yetkili olmak

be entitled to do sth

Hukuk

Syn. Avoir le droit de faire qqch

V

avoir pour mandat

bir şey yapmaya yetkisi olmak

to be authorized to do sth

Hukuk

V

se rappeler avoir fait qqch

bir şey yaptığını hatırlamak

recall doing sth.

Diğer

V

encliné à, avoir tendance à

bir şeye yatkın

Diğer

Adj.

avoir recours à qch, qqn

bir şeye, bir yola başvurmak, bir şeyi kullanmak, birinin yardımına başvurmak

Diğer

V

birine, bir şeye güvenmek, inanmak

Diğer

V

avoir la gorge nouée

boğazı düğümlenmek, boğazı tıkanmak

Diğer

V

çamaşırhane (para atarak çalışan makinelerin bulunduğu yer)

bleachery, washery (coin-operated)

Diğer

N M

avoir du pain sur la planche pour travailler

çok işi olmak, elinde çok iş olmak

have a great deal of work in hand

Teknik Ofis

V

pour en savoir plus

daha fazla bilgi için

Bilişim

V

derinlemesine bakış (detaylı inceleme)

further discovery

Bilişim

V

avoir les rênes en main

dizginleri elinde tutmak

Diğer

V

n'avoir pas le droit de faire recours à

have no recourse over

Hukuk

V

avoir le geste large

eli açık olmak, cömert olmak

Diğer

V

avoir la main légère

eli hafif olmak

Tıp

V

avoir accès à qqch

erişimi olmak, girebilir olmak, girmek

have access to sth

Diğer

V

avoir des répercussions

etkisi olacaktır (bir şeyin bir şey üzerinde etkisi olabileceği anlamında kullanılan ifade)

not without consequences

Tıp

V

avoirs efffectifs

fiili alacaklar

effective receivables

Teknik Ofis

N M

avoir des ouvertures sur qch

genel fikir edinmek, az çok bir kanaate varmak

Diğer

V

avoir du vent dans les voiles

hafif sarhoş olmak, çakır keyfi olmak, kafasında rüzgarlar esmek

Diğer

V

to be entitled to do sth

Hukuk

V

avoir gain de cause, obtenir gain de cause,

Diğer

V

droit, avoir droit

hak, hak sahibi olma

Hukuk

N M

avoir le droit de f qqch.

to have the right to do sth.

Hukuk

V

Sanat Yapıları

N M

avoir le droit de décider sur qqch

hükmedilebilme

have the right to decide upon sth

Hukuk

V

Diğer

V

ayant trait à, avoir trait à, relatif à

ilişkin, -e ilişkin

related to, concerning, in relation with, in relation to

Teknik Ofis

V

pension sur titres et les autres avoirs similaires avec programme de remboursement

ipoteğe dayalı ve planlı borç peşin ödemeli diğer benzer değerler

mortgage-backed and other similar holdings with scheduled debt paydowns

Ekonomi

N F

avoir de la volonté

have a strong will

Diğer

V

avoir le vent en poupe

işi tıkırında gitmek, rüzgarı arkasına alıp hızla ilerlemek, pupa yelken gitmek

Diğer

V

avoir un grain, avoir un petit grain

kaçık, deli, kafadan kontak

Diğer

V

avoir son bâton de maréchal

kariyerinin en yüksek mevkisine gelmek, mesleğinin en üst noktasına erişmek

Diğer

V

avoir gain de cause

Hukuk

V

avoir peur de son ombre

kendi gölgesinden korkmak, her şeyden korkmak

Diğer

V

avoir accès auprès de qqn, près de qqn

makamına çıkmak, huzuruna çıkmak

have access to smb

Diğer

V

avoir le mal du pays

memleket özlemi

Diğer

V

avoir le plaisir (de f qqch)

memnuniyet duymak

Diğer

V

avoir l'envie de savoir

Diğer

V

avoir un pavé sur l'estomac

midesinde taş olmak, karnı ağrımak, sindirim sorunları yaşıyor olmak

Diğer

V

avoirs nets étrangers

net yabancı varlıklar

net foreign assets

Ekonomi

N MP

avoir l'intention de f. qqch

Diğer

V

avoir la réputation de

olarak nam yapmak, ün salmak, tanınmak, adı bir şeye çıkmak

Diğer

V

avoir la préséance sur, prévaloir

önce gelmek, öncelikli olmak

take precedence over, have precedence

Diğer

V

soutraiter les études, avoir les études élaborées par un tiers

proje çizdirmek

subcontract the design, have the design prepared by a third party

Teknik Ofis

V

matériel roulant automatrice à plate-forme (il sera bénéfique d'avoir une grue hydraulique), la platforme hydraulique élevatrice et rotative

ray üzerinde hareket edebilen kendinden tahrikli üzerinde platformu olan araç (aynı zamanda hidrolik bir vinç de bulunması uygun olacaktır) (platform hidrolik olarak yükselip alçalma ve dönme özelliklerine sahip olmalıdır)

Çeşitli

katener

N M

avoirs de réserve

rezerv varlığı

reserve assets, international

Ekonomi

N M

avoir l'avantage du terrain

saha avantajı olmak, üstün olmak (tartışmalar, savaş vb. mücadeleler)

possess field advantage

Diğer

V

avoir les nerfs à vif

sinirleri çok gergin olmak, asabı atmak üzere olmak

Diğer

V

avoir le dernier mot

son söz hakkına sahip olmak

have the last say

Ekonomi

V

avoir le physique de l'emploi

tam rolünün adamı olmak, tipi rolüne uygun, rolüne biçilmiş kaftan

Diğer

V

temettü dağıtımı üzerinden vergi indirimi

dividend tax credit

Ekonomi

V

avoir horreur de qch, de f. qch

tiksinmek, iğrenmek

Diğer

V

avoir l'espoir chevillé au corps

ümidini hiç kaybetmemek, umudunu hiç yitirmemek, güveni hiç sarsılmamak, ümidini hep korumak

Diğer

V

avoir l'espoir de f. qch

ümit etmek, umut etmek

Diğer

V

avoir honte de qch, de f. qch

Diğer

V

avoir le sommeil léger

uykusu hafif olmak

Diğer

V

avoir du chagrin

üzüntüsü olmak, derdi olmak, acısı olmak, kederi olmak

Diğer

V

racheter leurs avoirs en actions et/ou en numéraire

varlıklarını hisse veya nakit olarak geri alma

retrieve (redeem) its assets as shares and or in cash

Ekonomi

V

avoir la tête légère, une tête légère

yarım akıllı olmak, yaptığının tam farkında olmamak

Diğer

V

avoir de la compétence

compatible, authorized

Diğer

V

avoir un effet suspensif d'exécution

yürütmeyi durdurma etkisi bulunmak

have an effect of suspension of execution (stay of execution)

Hukuk

V

Fr.avoir son franc-parler

Tr.açık sözlü olmak, her şeyi olduğu gibi söylemek, dobra konuşmak

En.straightforward

V

Fr.avoir faim

Tr.acıkmak

En.get hungry

V

Fr.avoir, note de crédit

Tr.alacak dekontu

En.credit note

V

Fr.avoir fiscal

Tr.alacak dekontu, alacak belgesi

En.credit note

V

Fr.facture d'avoir

Tr.alacak indirimi

En.invoice discounting

N F

Fr.avoir pour objet de f qqch.

Tr.amacı, konusu şu olmak

En.to be the subject of sth.

Cette réunion a pour objet de... The aim of this meeting is to ...

V

Fr.vous n'êtes pas sans savoir que, vous savez, vous êtes sans ignorer que = vous n'ignorez pas que, comme vous savez

Tr.bildiğiniz gibi, bildiğiniz üzere, bilindiği üzere

En.as you know

Fr.savoir-faire

Tr.bilgi birikimi, know-how

En.know how, know-how

N M

Fr.économie fondée sur le savoir, économie de la connaissance, économie du savoir

Tr.bilgiye dayalı (bilgi tabanlı) ekonomi

En.knowledge base economy, knowledge based economy

N F

Fr.avoir pris connaissance

Tr.bilmek, tanımak, okuyup anlamış olmak

En.to be aware of sth, having read and understood sth

V

Fr.avoir une largeur sur qqn, qqch

Tr.bir adım önde olmak

En.be one step ahead of sthsmb

V

Fr.avoir une liaison

Tr.bir bağı olmak

En.have relation

V

Fr.avoir pour vocation à

Tr.bir şey yapmak üzere, amacı bir şey yapmaktır

En.have the intention of, purpose of

V

Fr.avoir à faire qqch.

Tr.bir şey yapması zorunlu olmak, bir şey yapmak zorunda olmak

En.have to do sth, must do sth.

V

Fr.n'avoir pas de lieu de faire qqch

Tr.bir şey yapmaya gerek yok

En.there is no need for doing sth.

V

Fr.avoir droit à qqch

Tr.bir şey yapmaya yetkili olmak

En.be entitled to do sth

Syn. Avoir le droit de faire qqch

V

Fr.avoir pour mandat

Tr.bir şey yapmaya yetkisi olmak

En.to be authorized to do sth

V

Fr.se rappeler avoir fait qqch

Tr.bir şey yaptığını hatırlamak

En.recall doing sth.

V

Fr.encliné à, avoir tendance à

Tr.bir şeye yatkın

En.prone

Adj.

Fr.avoir recours à qch, qqn

Tr.bir şeye, bir yola başvurmak, bir şeyi kullanmak, birinin yardımına başvurmak

En.

V

Fr.avoir foi en

Tr.birine, bir şeye güvenmek, inanmak

En.have faith in

V

Fr.avoir la gorge nouée

Tr.boğazı düğümlenmek, boğazı tıkanmak

En.

V

Fr.lavoir

Tr.çamaşırhane (para atarak çalışan makinelerin bulunduğu yer)

En.bleachery, washery (coin-operated)

N M

Fr.avoir du pain sur la planche pour travailler

Tr.çok işi olmak, elinde çok iş olmak

En.have a great deal of work in hand

V

Fr.pour en savoir plus

Tr.daha fazla bilgi için

En.find out more

V

Fr.en savoir plus

Tr.derinlemesine bakış (detaylı inceleme)

En.further discovery

V

Fr.avoir les rênes en main

Tr.dizginleri elinde tutmak

En.

V

Fr.n'avoir pas le droit de faire recours à

Tr.e başvurmamak

En.have no recourse over

V

Fr.avoir le geste large

Tr.eli açık olmak, cömert olmak

En.generous

V

Fr.avoir la main légère

Tr.eli hafif olmak

En.

V

Fr.avoir accès à qqch

Tr.erişimi olmak, girebilir olmak, girmek

En.have access to sth

V

Fr.avoir des répercussions

Tr.etkisi olacaktır (bir şeyin bir şey üzerinde etkisi olabileceği anlamında kullanılan ifade)

En.not without consequences

V

Fr.avoirs efffectifs

Tr.fiili alacaklar

En.effective receivables

N M

Fr.avoir des ouvertures sur qch

Tr.genel fikir edinmek, az çok bir kanaate varmak

En.

V

Fr.avoir du vent dans les voiles

Tr.hafif sarhoş olmak, çakır keyfi olmak, kafasında rüzgarlar esmek

En.

V

Fr.avoir droit à

Tr.hak kazanmak

En.to be entitled to do sth

V

Fr.avoir gain de cause, obtenir gain de cause,

Tr.hak kazanmak

En.gain right

V

Fr.droit, avoir droit

Tr.hak, hak sahibi olma

En.entitlement

N M

Fr.avoir le droit de f qqch.

Tr.hakkı olmak

En.to have the right to do sth.

V

Fr.ravoirage

Tr.harç döşeme

En.mortar bed

N M

Fr.avoir le droit de décider sur qqch

Tr.hükmedilebilme

En.have the right to decide upon sth

V

Fr.à savoir

Tr.içermek

En.including

V

Fr.ayant trait à, avoir trait à, relatif à

Tr.ilişkin, -e ilişkin

En.related to, concerning, in relation with, in relation to

V

Fr.pension sur titres et les autres avoirs similaires avec programme de remboursement

Tr.ipoteğe dayalı ve planlı borç peşin ödemeli diğer benzer değerler

En.mortgage-backed and other similar holdings with scheduled debt paydowns

N F

Fr.avoir de la volonté

Tr.iradeli olmak

En.have a strong will

V

Fr.avoir le vent en poupe

Tr.işi tıkırında gitmek, rüzgarı arkasına alıp hızla ilerlemek, pupa yelken gitmek

En.

V

Fr.avoir un grain, avoir un petit grain

Tr.kaçık, deli, kafadan kontak

En.

V

Fr.avoir son bâton de maréchal

Tr.kariyerinin en yüksek mevkisine gelmek, mesleğinin en üst noktasına erişmek

En.

V

Fr.avoir gain de cause

Tr.kazanmak

En.win, recover

V

Fr.avoir peur de son ombre

Tr.kendi gölgesinden korkmak, her şeyden korkmak

En.

V

Fr.avoir accès auprès de qqn, près de qqn

Tr.makamına çıkmak, huzuruna çıkmak

En.have access to smb

V

Fr.avoir le mal du pays

Tr.memleket özlemi

En.homesick

V

Fr.avoir le plaisir (de f qqch)

Tr.memnuniyet duymak

En.be pleased

V

Fr.avoir l'envie de savoir

Tr.merak etmek

En.wonder

V

Fr.avoir un pavé sur l'estomac

Tr.midesinde taş olmak, karnı ağrımak, sindirim sorunları yaşıyor olmak

En.

V

Fr.avoirs nets étrangers

Tr.net yabancı varlıklar

En.net foreign assets

N MP

Fr.avoir l'intention de f. qqch

Tr.niyet etmek

En.intend

V

Fr.avoir la réputation de

Tr.olarak nam yapmak, ün salmak, tanınmak, adı bir şeye çıkmak

En.be known as

V

Fr.avoir la préséance sur, prévaloir

Tr.önce gelmek, öncelikli olmak

En.take precedence over, have precedence

V

Fr.soutraiter les études, avoir les études élaborées par un tiers

Tr.proje çizdirmek

En.subcontract the design, have the design prepared by a third party

V

Fr.matériel roulant automatrice à plate-forme (il sera bénéfique d'avoir une grue hydraulique), la platforme hydraulique élevatrice et rotative

Tr.ray üzerinde hareket edebilen kendinden tahrikli üzerinde platformu olan araç (aynı zamanda hidrolik bir vinç de bulunması uygun olacaktır) (platform hidrolik olarak yükselip alçalma ve dönme özelliklerine sahip olmalıdır)

En.

katener

N M

Fr.avoirs de réserve

Tr.rezerv varlığı

En.reserve assets, international

N M

Fr.avoir l'avantage du terrain

Tr.saha avantajı olmak, üstün olmak (tartışmalar, savaş vb. mücadeleler)

En.possess field advantage

V

Fr.avoir les nerfs à vif

Tr.sinirleri çok gergin olmak, asabı atmak üzere olmak

En.

V

Fr.avoir le dernier mot

Tr.son söz hakkına sahip olmak

En.have the last say

V

Fr.avoir le physique de l'emploi

Tr.tam rolünün adamı olmak, tipi rolüne uygun, rolüne biçilmiş kaftan

En.

V

Fr.avoir fiscal

Tr.temettü dağıtımı üzerinden vergi indirimi

En.dividend tax credit

V

Fr.avoir horreur de qch, de f. qch

Tr.tiksinmek, iğrenmek

En.

V

Fr.avoir l'espoir chevillé au corps

Tr.ümidini hiç kaybetmemek, umudunu hiç yitirmemek, güveni hiç sarsılmamak, ümidini hep korumak

En.

V

Fr.avoir l'espoir de f. qch

Tr.ümit etmek, umut etmek

En.

V

Fr.avoir honte de qch, de f. qch

Tr.utanmak

En.regret

V

Fr.avoir le sommeil léger

Tr.uykusu hafif olmak

En.

V

Fr.avoir du chagrin

Tr.üzüntüsü olmak, derdi olmak, acısı olmak, kederi olmak

En.

V

Fr.racheter leurs avoirs en actions et/ou en numéraire

Tr.varlıklarını hisse veya nakit olarak geri alma

En.retrieve (redeem) its assets as shares and or in cash

V

Fr.avoir la tête légère, une tête légère

Tr.yarım akıllı olmak, yaptığının tam farkında olmamak

En.

V

Fr.avoir de la compétence

Tr.yetkili olmak

En.compatible, authorized

V

Fr.avoir un effet suspensif d'exécution

Tr.yürütmeyi durdurma etkisi bulunmak

En.have an effect of suspension of execution (stay of execution)

V

Kelime Türleri
(Detay için Kategoriler sayfamıza bakınız)

Kısaltma	Fransızca
Adj.	Adjectif
Adv.	Adverbe
Conj.	Conjonction
N F	Nom Féminin
N FP	N F Pluriel
N M	Nom Masculin
N MP	N M Pluriel
Prép.	Préposition
Pron.	Pronom
V	Verbe

Hepsini doldurmak zorunda değilsiniz, sadece istediğinizi doldurabilirsiniz.
Kimlik bilgisi belirtmeden yorum yapabilirsiniz.
Öneri ve yorumlarınız değerlendirme sonrası siteye eklenebilecektir.

Site Hakkında

Bu bir sözlük sitesidir. Cümleler yerine kelimelerin tercümeleri bulunmaktadır.

Site üç dillidir. Fransızca, Türkçe ve İngilizce dilleri arasında teknik terim tercümeleri kullanıcılar ile paylaşılmaktadır.

Site tasarımı sütunlar halindedir. Kullanımı kolaylaştıran özelliklere sahiptir. Mobil uyumludur.

Site ücretsizdir. Bu siteyi kullandığınız için sizden karşılık beklenmemektedir.

Site güvenlidir. Kimliğinizi tespit etmeye yönelik girişimlerde bulunulmamaktadır.

Site karşılıklı etkileşime açıktır. Kullanıcı tarafından alternatif tercüme önerileri ve yorum yapılabilmektedir.

Site gelişmektedir. Yeni içerik eklenmekte, kod geliştirilmektedir.

Sitemiz artık eskisinden de güvenli. Adres çubuğunda gördüğünüz https (Secure Hyper Text Transfer Protocol - güvenli metin aktarma iletişim protokolü) buna işaret etmektedir.

Sonuçları A-Z sıralamak için arama sonuçları ekrana geldikten sonra hangi dilde sıralamak istiyorsanız yukarıdan o dili seçebilirsiniz.

Sözlükten örnek terimler:

Sözlükten örnek terimler:

duş teknesi akrilik

duş teknesi akrilik

depolama sahası

depolama sahası

reçete yazmak, ilaç yazmak

reçete yazmak, ilaç yazmak

tren geçme sıklığı

tren geçme sıklığı

emme borusu, emiş borusu

emme borusu, emiş borusu

uyuşturucu madde kullanımı

uyuşturucu madde kullanımı

bağışlayıcı, affeden

bağışlayıcı, affeden