Teknik Terminoloji

Home Converter Categories Terms of Use About Us Contact Us

Français ☰

Translation of Yapma

French Turkish English Technical Dictionary

Partial Match 212

French

Turkish

English

Category

abartmak, mübalağa yapmak

Various

V

faire la grève de la faim

açlık grevi yapmak

stage a hunger strike

Various

V

alay, alaycılık, ironi, kinaye yapma

Various

N F

aletle işleme, yapma

tooling, machining

Machinery

N M

almak, alım yapmak

Topografya

V

ankastre yapmak, içine gömmek, takmak, yerleştirmek

Engineering Structures

V

conclure un marché, contrat, agrément, convention

anlaşma yapmak

conclude an agreement

Legal

V

n'arrêter pas de f. qqch.

aralıksız bir şey yapmak, hiç durmadan bir şey yapmak

keep on doing sth

Various

V

passer un appel téléphonique, passer un coup de fil

arama yapmak, aramak, telefon etmek

Various

V

reconnaitre le terrain

arazi keşfi yapmak

carry out a field investigation

Technical Office

V

ayarlama, düzeltme, değişiklik yapma

Various

N M

non discriminatoire

ayırım yapmayan, ayrımsız

non discriminatory

Various

Adj.

Legal

V

badanalamak, badana yapmak

Engineering Structures

V

se connecter, ouvrir une session

bağlanmak, oturum açmak, girmek, giriş yapmak

open session, log in, log on

IT

V

faire un rétablissement (une connexion)

bağlantı yapmak

make a connection

Various

V

Technical Office

V

faire la paix avec qn

barışmak, barış yapmak

make peace with smb

Various

V

exercer une pression, faire, appliquer une pression

Medical

V

donner, livrer l'assaut à qch

Military

V

procéder à qqch

başlamak, devam etmek, geçmek, bir işi yapmaya geçmek

Various

V

donner un coup d'envoi

başlatmak, açmak, işe başlatmak, başlama vuruşu yapmak, temel atma törenini başlatmak

make a kick-off

Technical Office

V

belirtmek, saymak, listesini yapmak

Various

V

faire une notification, notifier

bildirim yapmak

make a notification, notify

Legal

V

s'acquitter de qch

bir borcu vb. ödeyip kurtulmak, bir görevi yapmak, yerine getirmek

honor one's debt, duty, etc.

Various

V

adresser un discours à qn

bir konuşma yapmak, hitap etmek

give a speech, make a speech before

Various

V

bir şey ile bitirmek, sonu bir şeye varmak, sonunda bir şey yapmak

Various

V

se réserver le droit de faire qqch

bir şey yapma hakkını saklı tutmak

reserve the right to do sth

Legal

V

prendre la résolution de f. qch

bir şey yapma kararı almak, yapmaya karar vermek

take a decision to do sth

Various

V

ne manquer pas de f. qqch.

bir şey yapmadan geçmemek, yapmayı unutmamak

don't forget to do sth.

Various

V

à l'effet de f. qqch.

bir şey yapmak amacıyla

in order to do sth

Various

Prép.

il est de notre devoir de f. qqch

bir şey yapmak bizim görevimizdir

it is our duty to do sth

Various

V

bir şey yapmak için

in order to, for the purposes of

Various

Adv.

prendre l'initiative de f. qch

bir şey yapmak için inisiyatif kullanmak

take initiative

Various

V

engager une course contre la montre pour f. qqch.

bir şey yapmak için zamana karşı yarış içerisine girmek

race against time to do sth

Various

V

se contenter de f. qch

bir şey yapmak ile yetinmek, bir şey yapmış olmakla kalmak (eline bir şey geçmemek)

content with doing sth

Various

V

avoir pour vocation à

bir şey yapmak üzere, amacı bir şey yapmaktır

have the intention of, purpose of

Economy

V

renoncer à f. qqch

bir şey yapmaktan vazgeçmek, feragat etmek

give up doing sth, renounce

Various

V

être astreint à faire qqch

bir şey yapması gerekmek

to be forced to do sth.

Legal

V

avoir à faire qqch.

bir şey yapması zorunlu olmak, bir şey yapmak zorunda olmak

have to do sth, must do sth.

Legal

V

prière de f. qch

bir şey yapmasını rica etmek

Various

N F

susceptible de f. qch

bir şey yapmaya elverişli olmak, yapabilir olmak, bir şey yapması olası olmak

likely to do sth.

Various

Adj.

n'avoir pas de lieu de faire qqch

bir şey yapmaya gerek yok

there is no need for doing sth.

Various

V

entreprendre de f. qch

bir şey yapmaya kalkışmak, girişmek

undertake, begin, start

Various

V

tenter de f. qch

bir şey yapmaya kalkışmak, girişmek, teşebbüs etmek, yeltenmek

intend to do sth

Various

V

s'efforcer de f. qqch

bir şey yapmaya uğraşmak

strive to do sth.

Various

V

avoir droit à qqch

bir şey yapmaya yetkili olmak

be entitled to do sth

Legal

Syn. Avoir le droit de faire qqch

V

être habilité à faire qqch

bir şey yapmaya yetkili olmak, yetkisi dahilinde olmak

authorized to do sth

Various

V

avoir pour mandat

bir şey yapmaya yetkisi olmak

to be authorized to do sth

Legal

V

abandonner à qq le soin de f. qch

bir şey yapmayı birine bırakmak, birinin kararına bırakmak

leave smb do sth

Various

V

s'aviser de f. qch

bir şey yapmayı düşünmek

Various

V

tenir à faire qqch.

bir şey yapmayı istemek

would like to do sth

Various

V

être tenté de f. qch

bir şey yapmayı istemek, içinden yapmak gelmek

Various

V

se permettre de f qqch

bir şey yapmayı karşılayabilmek (ekonomik olarak)

afford to do sth

Various

V

suggérer à qn de f. qch

bir şey yapmayı telkin etmek, tavsiye etmek

suggest smb to do sth

Various

V

faire référence à qqch

bir şeye atıf yapmak, göndermede bulunmak, referans vermek

Various

V

conclure à qch, à f. qch

bir şeye karar vermek, bir şey yapmaya karar vermek

Various

V

bir şeyi yapmak birine düşer

Legal

V

d'où l'intérêt de faire qqch

bir şeyi yapmak işte bu nedenle önemlidir

this is why it is important to do sth

Various

poursuivre une réclamation

bir talepte bulunmak, claim yapmak

pursue claim, pursue a claim

Legal

V

proposer la ténue d'une réunion

bir toplantı yapmayı teklif etmek

invite to a meeting

Various

V

bir ülkeye ithalat yapmak

import in (into)

Economy

V

faire un don à qn

birine bağışta, yardımda bulunmak, bağış yapmak, bağışlamak

make a donation, donate

Various

V

donner à qn le droit de faire qqch

birine bir şey yapma hakkı vermek

entitle smb to do sth

Economy

V

défendre à qn de f. qch

birine bir şey yapmayı yasaklamak, men etmek

Various

V

ne donner aucune suite à qqn

birine cevap vermemek, geri dönüş yapmamak

do not spare any return to smb

Technical Office

V

birine dokunmak, zarar vermek, kötülük yapmak

Various

V

bölünmek, çatal yapmak (yolun çatal yapması vb)

Engineering Structures

V

donner suit à qqch

cevap vermek, geri dönüş yapmak, devamını getirmek

reply, get back

Various

V

faire une reclamation

Technical Office

V

dalmak, dalış yapmak

Various

V

değişiklik yapmak

Various

V

effectuer la supervision

carry out the supervision

Economy

V

derece, derecede, bir şey yapacak derecede, yapma noktasında

be so to do sth.

Various

Prép.

Various

V

exécuter des redans

dişlemeler yapmak

make crowfoots, frowfoooted

Earthworks

V

doping yapmak, güç verici ilaç vermek

Various

V

döşeme dökmek, döşeme yapmak

Engineering Structures

V

Earthworks

V

aller sur le terrain

düello yapmak, düello etmek, düelloya gitmek

Various

V

portage de devises

düşük faizle borçlanıp yüksek faizli para birimine yatırım yapmak

Economy

N M

Medical

V

créer un fait accompli

emrivaki yapmak

create a fait accompli

Various

V

envanter çıkarmak, envanter yapmak

draw up an inventory

Technical Office

V

evsahipliği yapmak, barındırmak

IT

V

faire un sacrifice

fedakarlık yapmak

make sacrifices

Various

V

frezelemek, havşa yapmak

Machinery

V

faire le nécessaire, donner la suite nécessaire

gereğini yapmak

undertake the necessary actions

Various

V

performer, servir, acter

perform, do, carry out, serve

Various

V

görüşmek, görüşme yapmak, müzakere etmek

deliberate, discuss

Legal

V

se mettre en grève, faire grève, faire la grève

greve gitmek, grev yapmak

Various

V

dédouaner qqch

gümrükten çıkarmak, gümrükten çekmek, gümrüğünü yapmak

clear from customs

Various

V

rémunérer en régie

gündelik ücret üzerinden ödeme yapmak

Technical Office

V

établir une situation mensuelle

hakediş yapmak

issue a monthly progress payment

Technical Office

V

hakemlik yapmak

Technical Office

V

havale etmek, havale yapmak

transfer, money order, give a money order

Economy

V

hazırlama, yapma, etme

Various

N F

rendre compte à qn de qch

hesap vermek, açıklama yapmak, izahat vermek

Various

V

hokkabazlıklar yapmak

Various

N F

indirim yapmak, iskonto etmek

Economy

V

inşa etmek, yapmak, dikmek

construct, build

Various

V

mobiliser, s'engager, commencer travailler

iş başı yapmak

Technical Office

V

işbirliği yapmak

Various

V

faire une collaboration avec qq

işbirliği yapmak

collaborate with smb

Various

V

işbirliği yapmak, birlikte çalışmak

Legal

V

mettre la charrue avant les bœufs

işe tersinden başlamak, işi tersinden yapmak

do something as backwards, put the cart before the horse

Various

V

déroger la prise en charge des travaux

işin yapılmasında değişiklik yapma, (işi yapacak kişinin değiştirilmesi vb.)

derogation of realization of work

Various

V

effectuer une opération

make a transaction

Economy

V

işlemek, yapmak, ifa etmek (suç, intihar, vs)

Legal

V

istemek, talep etmek, araya girip birinden bir şey istemek, arabuluculuk yapmak, aracılık etmek

intervene, intercede

Various

V

iyi bakmak, dikkatle yapmak, özen göstermek, özenle yapmak

look after, pay attention

Various

V

déclarer et accepter de f. qqch.

kabul ve beyan etmek (bir şey yapmayı)

declare and state that

Legal

Sözleşmelerde geçer

V

kaçınmak, yapmamak, yapmaktan yan çizmek

Various

V

calfeutrement, calfeutrage

kalafat, sızdırmazlık, sızdırmaz yapma - yalıtım, tecrit

caulking - weather stripping

Engineering Structures

N M

faire du marché noir

karaborsacılık yapmak

black marketing

Economy

V

commettre un massacre

katliam yapmak, toplu kıyım yapmak

massacre, slaughter

Military

V

kaynak yapmak, kaynatmak, lehimlemek, kaynaklamak, kaynak etmek

Engineering Structures

V

se serrer la boucle

kemerleri sıkmak, tasarruf yapmak (yapmaya çalışmak)

Various

V

s'engager à f. qqch

kendini bir şeye, bir şey yapmaya adamış olmak, taahhüt etmek, üstlenmek

to be committed to do sth., engage in doing sth

Various

V

déduire, faire des déductions

deduct, make deduction

Various

V

signer un contrat

enter into contract

Technical Office

V

adresser la parole à qn

konuşmak, konuşma yapmak

address, make a speech, give a speech

Various

V

kopya, kopya alma, kopya yapma, çoğaltma, çoğaltım

Legal

N F

kötü tutma, kötü yapma

weak performance, poorly keeping, poorly kept

Economy

N F

kovuşturma yapmak

to serve proceedings

Legal

lafı uzatma, şişirme, laf kalabalığı yapma

Various

N M

makas takmak, makas yapmak

Engineering Structures

V

mandrenaj yapmak

Engineering Structures

V

manevra, gösteri yapmak (askeri gösteri vb.)

Military

V

montaj, yapma, dikme

Engineering Structures

N M

mutabık kalmak, mutabakat yapmak

Economy

V

défaut de paiement

ödeme aksaklığı, ödemelerde düzensizlik, ödeme yapmama

default in payments

Economy

N M

effectuer un paiement

Technical Office

V

ödemek, ödeme yapmak

Economy

V

ödememe, ödeme yapmama

Economy

N M

avoir la réputation de

olarak nam yapmak, ün salmak, tanınmak, adı bir şeye çıkmak

Various

V

ölçüm yapmak

Topografya

V

ön yükleme yapmak

Technical Office

V

örme, yapma, yerine getirme, ifa

Various

N F

özetlemek, özetini yapmak

Various

V

pansuman yapmak

Medical

V

faire une marchandage, débattre le prix, négocier les prix

pazarlık yapmak

negotiate, discuss the prices

Economy

V

faire le grenaillage

perdahlama yapmak

Engineering Structures

V

Various

N M

wind, wind up, roll, roll up

Machinery

V

application de mortier

Engineering Structures

N F

Economy

V

Legal

V

savunmak, savunma yapmak

Legal

V

saymak, sayım yapmak

take stock of sth, take note of sth

Technical Office

V

ses yalıtımı yapmak, ses geçirmez yapmak

Engineering Structures

V

şev açma, şev yapma

Earthworks

N M

şev yapmak, şev kesmek

Earthworks

V

être tenu de f. qqch.

sorumlu olmak, yapması beklenmek, gerekmek

to be required, obliged to do something

Various

Sözleşmelerde

V

prononcer un discours

söylev vermek, konuşma yapmak

make a speech, give a speech

Various

V

Various

V

Technical Office

V

sans qu'il soit nécessaire que

şunu yapması gerekmeksizin

without being necessary to do sth

Various

Prép.

tahrif etmek, sahtesini yapmak, izinsiz taklit yapmak

falsify, forge, tamper

Legal

V

tahrifat yapmak

Legal

V

takviye etmek, takviye yapmak, güçlendirmek, kuvvetlendirmek

Technical Office

V

recharger la battérie

takviye yapma, (aküsü boşalmış aracı çalıştırmak için), (halk dili) vurdurmak

Machinery

V

tanımlamak, (kimlik) tespiti yapmak, belirlemek

Various

V

tasarlamak, tasarım hesabı yapmak, boyutlandırmak

dimension, calculate

Technical Office

V

teftiş yapmak, kontrol etmek, sorgulamak, denetlemek

hold an inspection

Various

V

soucieux de f. qch

tek düşüncesi bir şey olan, aklı fikri bir şey yapmakta olmak, tek önemsediği bir şey olmak

just concerned about

Various

Adj.

revenir à la charge, recommencer

tekrar ele almak, bir konuya geri dönmek, geri dönüş yapmak

return, make a new attemp, try again

Various

V

remarquer, faire des observations, commenter

tespit etmek, fark etmek, gözlemlemek, yorumlamak, yorum yapmak, gözlemlerde bulunmak, not düşmek

notice, note, remark, observe

Various

V

test etmek, incelemek, keşif yapmak

Earthworks

V

Quality - Laboratory

V

toplanmak, buluşmak, bir araya gelmek, kavuşmak, birleşmek, toplantı yapmak, toplantı düzenlemek

meet, hold a meeting

Various

V

panneau de signalisation routière - signalisation de stationnement interdit

trafik yönlendirme levhaları - park yapmak yasaktır

no parking sign

Machinery

trafik

N M

panneau de signalisation routière - signalisation de interdiction de faire demi-tour

trafik yönlendirme levhaları - u dönüşü yapmak yasaktır

Machinery

trafik

N M

tümsek, yapma, kurma, yükseltme

Engineering Structures

N F

signalisation 'interdiction de faire demi-tour'

u dönüşü yapmak yasaktır levhası

Machinery

N F

chercher à f. qqch

uğraşmak, yapmaya çalışmak

seek to do sth.

Various

V

aller décrocher la lune pour qn

uğruna ne olursa yapmak, olmayacak şeylere kalkışmak

Various

V

üyeliğe kabul etmek, üye olarak almak, üye yapmak

Legal

V

exécution, réalisation

uygulama, yerine getirme, yapma, yapım

execution, realization

Various

N F

uygulamak, yapmak, yerine getirmek, gerçekleştirmek

Various

V

exporter qqch vers

yabancı bir ülkeye ihracat yapmak

Economy

V

brûler de f. qch

yanmak, yanıp tutuşmak (bir şey yapmak için)

Various

V

yapım, imalat, yapma, hazırlama, uydurma, uydurmaca, çıkarma, ortaya atma, nitelik

Economy

N F

profilé reconstitué soudé (prs), poutre reconstituée soudée

welded plate girder

Engineering Structures

N M

section composée

built-up box section

Engineering Structures

kaynak

N F

poutre reconstituée soudée

custom beam, custom welded beam

Engineering Structures

N F

profil composé

built-up profile

Engineering Structures

kaynak

N M

éléments en pierre reconstitute

yapma taş yığma yapı elemanları

manufactured stone masonry units

Technical Office

N M

yapmacık, yapma, iğreti, takma, emanet gibi

Various

brûler du désir de f. qch

yapmak arzusuyla yanıp tutuşmak, yanıp bitmek

burn with the desire of doing sth

Various

V

conserver, garder l'espoir de f. qch

yapmak umudunu yitirmemek, ümidini korumak

Various

V

être en instance de f. qch

yapmak üzere olmak

at the edge of doing sth, about to do sth

Various

V

yapmak, gerçekleştirmek, ortaya koymak, uygulamak, hayata geçirmek

perform, execute, carry out, realize

Various

V

procéder à qqch.

yapmak, gerçekleştirmek, yapmaya geçmek

proceed, set about

Various

V

yapmak, gerçekleştirmek, yerine getirmek, tamamlamak, bitirmek

Various

V

yapmak, hazırlamak, yerine getirmek, ifa etmek

make up, manufacture

Various

V

yapmak, işlemek

Various

V

yapmak, kurmak, hazırlamak, oluşturmak

institute, establish, set up

Various

V

mettre en place

yapmak, uygulamak

put in place, apply, realize

Technical Office

V

il y a intérêt à f. qch

yapmakta yarar var

Various

s'abstenir de, refrain

yapmaktan kaçınmak

Legal

V

yapmamak, yapamamak, yerine getirmemek

Legal

N F

c'est le cas de f. qch

yapmanın tam sırası, yapmak çok yerinde olur, yapmak için en uygun zaman

it is time to do sth

Various

N M

convaincre qn de f. qch

yapmaya ikna etmek

Various

V

cesser de f. qqch.

yapmayı bırakmak, yapmaya son vermek, sürdürmemek

stop doing sth.

Various

V

compter f. qqch.

yapmayı düşünmek, tasarlamak, ummak, planlamak

plan to do sth., intend to do sth.

Various

V

s'engager à faire qqch

yapmayı taahhüt etmek

engage in doing sth

Legal

Syn. Prendre l'engagement de f. Qqch

V

yeniden kurma, yapma, bayındırma, imar

Engineering Structures

N F

yeniden tasarlamak, yeniden tasarım hesabı yapmak, yeniden boyutlandırmak

redimension, recalculate

Technical Office

V

reshaping, remake the platform profile

Technical Office

N M

yere inmek, iniş yapmak, varmak, gelmek

Military

V

yerleştirmek, kurmak, konumlandırmak, yer tespiti yapmak

Technical Office

V

Fr.exagérer

Tr.abartmak, mübalağa yapmak

En.exaggerate

V

Fr.faire la grève de la faim

Tr.açlık grevi yapmak

En.stage a hunger strike

V

Fr.ironie

Tr.alay, alaycılık, ironi, kinaye yapma

En.irony

N F

Fr.usinage

Tr.aletle işleme, yapma

En.tooling, machining

N M

Fr.lever

Tr.almak, alım yapmak

En.survey

V

Fr.encastrer

Tr.ankastre yapmak, içine gömmek, takmak, yerleştirmek

En.embed

V

Fr.conclure un marché, contrat, agrément, convention

Tr.anlaşma yapmak

En.conclude an agreement

V

Fr.n'arrêter pas de f. qqch.

Tr.aralıksız bir şey yapmak, hiç durmadan bir şey yapmak

En.keep on doing sth

V

Fr.passer un appel téléphonique, passer un coup de fil

Tr.arama yapmak, aramak, telefon etmek

En.make a call

V

Fr.reconnaitre le terrain

Tr.arazi keşfi yapmak

En.carry out a field investigation

V

Fr.ajustement

Tr.ayarlama, düzeltme, değişiklik yapma

En.adjustment

N M

Fr.non discriminatoire

Tr.ayırım yapmayan, ayrımsız

En.non discriminatory

Adj.

Fr.discriminer

Tr.ayrım yapmak

En.discriminate

V

Fr.badigeonner

Tr.badanalamak, badana yapmak

En.whitewash

V

Fr.se connecter, ouvrir une session

Tr.bağlanmak, oturum açmak, girmek, giriş yapmak

En.open session, log in, log on

V

Fr.faire un rétablissement (une connexion)

Tr.bağlantı yapmak

En.make a connection

V

Fr.entretenir

Tr.bakım yapmak

En.maintain

V

Fr.faire la paix avec qn

Tr.barışmak, barış yapmak

En.make peace with smb

V

Fr.exercer une pression, faire, appliquer une pression

Tr.baski yapmak

En.apply pressure

V

Fr.donner, livrer l'assaut à qch

Tr.baskın yapmak

En.assault

V

Fr.procéder à qqch

Tr.başlamak, devam etmek, geçmek, bir işi yapmaya geçmek

En.proceed

V

Fr.donner un coup d'envoi

Tr.başlatmak, açmak, işe başlatmak, başlama vuruşu yapmak, temel atma törenini başlatmak

En.make a kick-off

V

Fr.énumérer

Tr.belirtmek, saymak, listesini yapmak

En.enumerate

V

Fr.faire une notification, notifier

Tr.bildirim yapmak

En.make a notification, notify

V

Fr.s'acquitter de qch

Tr.bir borcu vb. ödeyip kurtulmak, bir görevi yapmak, yerine getirmek

En.honor one's debt, duty, etc.

V

Fr.adresser un discours à qn

Tr.bir konuşma yapmak, hitap etmek

En.give a speech, make a speech before

V

Fr.conclure par

Tr.bir şey ile bitirmek, sonu bir şeye varmak, sonunda bir şey yapmak

En.end up with

V

Fr.se réserver le droit de faire qqch

Tr.bir şey yapma hakkını saklı tutmak

En.reserve the right to do sth

V

Fr.prendre la résolution de f. qch

Tr.bir şey yapma kararı almak, yapmaya karar vermek

En.take a decision to do sth

V

Fr.ne manquer pas de f. qqch.

Tr.bir şey yapmadan geçmemek, yapmayı unutmamak

En.don't forget to do sth.

V

Fr.à l'effet de f. qqch.

Tr.bir şey yapmak amacıyla

En.in order to do sth

Prép.

Fr.il est de notre devoir de f. qqch

Tr.bir şey yapmak bizim görevimizdir

En.it is our duty to do sth

V

Fr.afin de

Tr.bir şey yapmak için

En.in order to, for the purposes of

Adv.

Fr.prendre l'initiative de f. qch

Tr.bir şey yapmak için inisiyatif kullanmak

En.take initiative

V

Fr.engager une course contre la montre pour f. qqch.

Tr.bir şey yapmak için zamana karşı yarış içerisine girmek

En.race against time to do sth

V

Fr.se contenter de f. qch

Tr.bir şey yapmak ile yetinmek, bir şey yapmış olmakla kalmak (eline bir şey geçmemek)

En.content with doing sth

V

Fr.avoir pour vocation à

Tr.bir şey yapmak üzere, amacı bir şey yapmaktır

En.have the intention of, purpose of

V

Fr.renoncer à f. qqch

Tr.bir şey yapmaktan vazgeçmek, feragat etmek

En.give up doing sth, renounce

V

Fr.être astreint à faire qqch

Tr.bir şey yapması gerekmek

En.to be forced to do sth.

V

Fr.avoir à faire qqch.

Tr.bir şey yapması zorunlu olmak, bir şey yapmak zorunda olmak

En.have to do sth, must do sth.

V

Fr.prière de f. qch

Tr.bir şey yapmasını rica etmek

En.ask

N F

Fr.susceptible de f. qch

Tr.bir şey yapmaya elverişli olmak, yapabilir olmak, bir şey yapması olası olmak

En.likely to do sth.

Adj.

Fr.n'avoir pas de lieu de faire qqch

Tr.bir şey yapmaya gerek yok

En.there is no need for doing sth.

V

Fr.entreprendre de f. qch

Tr.bir şey yapmaya kalkışmak, girişmek

En.undertake, begin, start

V

Fr.tenter de f. qch

Tr.bir şey yapmaya kalkışmak, girişmek, teşebbüs etmek, yeltenmek

En.intend to do sth

V

Fr.s'efforcer de f. qqch

Tr.bir şey yapmaya uğraşmak

En.strive to do sth.

V

Fr.avoir droit à qqch

Tr.bir şey yapmaya yetkili olmak

En.be entitled to do sth

Syn. Avoir le droit de faire qqch

V

Fr.être habilité à faire qqch

Tr.bir şey yapmaya yetkili olmak, yetkisi dahilinde olmak

En.authorized to do sth

V

Fr.avoir pour mandat

Tr.bir şey yapmaya yetkisi olmak

En.to be authorized to do sth

V

Fr.abandonner à qq le soin de f. qch

Tr.bir şey yapmayı birine bırakmak, birinin kararına bırakmak

En.leave smb do sth

V

Fr.s'aviser de f. qch

Tr.bir şey yapmayı düşünmek

En.

V

Fr.tenir à faire qqch.

Tr.bir şey yapmayı istemek

En.would like to do sth

V

Fr.être tenté de f. qch

Tr.bir şey yapmayı istemek, içinden yapmak gelmek

En.tend to do sth

V

Fr.se permettre de f qqch

Tr.bir şey yapmayı karşılayabilmek (ekonomik olarak)

En.afford to do sth

V

Fr.suggérer à qn de f. qch

Tr.bir şey yapmayı telkin etmek, tavsiye etmek

En.suggest smb to do sth

V

Fr.faire référence à qqch

Tr.bir şeye atıf yapmak, göndermede bulunmak, referans vermek

En.reference

V

Fr.conclure à qch, à f. qch

Tr.bir şeye karar vermek, bir şey yapmaya karar vermek

En.conclude upon

V

Fr.inclure

Tr.bir şeyi yapmak birine düşer

En.include

V

Fr.d'où l'intérêt de faire qqch

Tr.bir şeyi yapmak işte bu nedenle önemlidir

En.this is why it is important to do sth

Fr.poursuivre une réclamation

Tr.bir talepte bulunmak, claim yapmak

En.pursue claim, pursue a claim

V

Fr.proposer la ténue d'une réunion

Tr.bir toplantı yapmayı teklif etmek

En.invite to a meeting

V

Fr.importer dans

Tr.bir ülkeye ithalat yapmak

En.import in (into)

V

Fr.faire un don à qn

Tr.birine bağışta, yardımda bulunmak, bağış yapmak, bağışlamak

En.make a donation, donate

V

Fr.donner à qn le droit de faire qqch

Tr.birine bir şey yapma hakkı vermek

En.entitle smb to do sth

V

Fr.défendre à qn de f. qch

Tr.birine bir şey yapmayı yasaklamak, men etmek

En.forbid

V

Fr.ne donner aucune suite à qqn

Tr.birine cevap vermemek, geri dönüş yapmamak

En.do not spare any return to smb

V

Fr.toucher à qn

Tr.birine dokunmak, zarar vermek, kötülük yapmak

En.touch

V

Fr.bifurquer

Tr.bölünmek, çatal yapmak (yolun çatal yapması vb)

En.fork, divide

V

Fr.donner suit à qqch

Tr.cevap vermek, geri dönüş yapmak, devamını getirmek

En.reply, get back

V

Fr.faire une reclamation

Tr.claim yapmak

En.make claim

V

Fr.plonger

Tr.dalmak, dalış yapmak

En.dive

V

Fr.changer

Tr.değişiklik yapmak

En.change

V

Fr.effectuer la supervision

Tr.denetim yapmak

En.carry out the supervision

V

Fr.au point de f.

Tr.derece, derecede, bir şey yapacak derecede, yapma noktasında

En.be so to do sth.

Prép.

Fr.révolutionner

Tr.devrim yapmak

En.revolutionize

V

Fr.exécuter des redans

Tr.dişlemeler yapmak

En.make crowfoots, frowfoooted

V

Fr.doper

Tr.doping yapmak, güç verici ilaç vermek

En.dope

V

Fr.daller

Tr.döşeme dökmek, döşeme yapmak

En.slab (to)

V

Fr.drainer

Tr.drenaj yapmak

En.drain

V

Fr.aller sur le terrain

Tr.düello yapmak, düello etmek, düelloya gitmek

En.duel

V

Fr.portage de devises

Tr.düşük faizle borçlanıp yüksek faizli para birimine yatırım yapmak

En.carry trade

N M

Fr.attacher

Tr.ek yapmak

En.attach

V

Fr.créer un fait accompli

Tr.emrivaki yapmak

En.create a fait accompli

V

Fr.inventorier

Tr.envanter çıkarmak, envanter yapmak

En.draw up an inventory

V

Fr.héberger

Tr.evsahipliği yapmak, barındırmak

En.host

V

Fr.faire un sacrifice

Tr.fedakarlık yapmak

En.make sacrifices

V

Fr.fraiser

Tr.frezelemek, havşa yapmak

En.countersink

V

Fr.faire le nécessaire, donner la suite nécessaire

Tr.gereğini yapmak

En.undertake the necessary actions

V

Fr.performer, servir, acter

Tr.görev yapmak

En.perform, do, carry out, serve

V

Fr.délibérer

Tr.görüşmek, görüşme yapmak, müzakere etmek

En.deliberate, discuss

V

Fr.se mettre en grève, faire grève, faire la grève

Tr.greve gitmek, grev yapmak

En.go on strike

V

Fr.dédouaner qqch

Tr.gümrükten çıkarmak, gümrükten çekmek, gümrüğünü yapmak

En.clear from customs

V

Fr.rémunérer en régie

Tr.gündelik ücret üzerinden ödeme yapmak

En.

V

Fr.établir une situation mensuelle

Tr.hakediş yapmak

En.issue a monthly progress payment

V

Fr.arbitrer

Tr.hakemlik yapmak

En.arbitrate

V

Fr.mandater

Tr.havale etmek, havale yapmak

En.transfer, money order, give a money order

V

Fr.élaboration

Tr.hazırlama, yapma, etme

En.elaboration

N F

Fr.rendre compte à qn de qch

Tr.hesap vermek, açıklama yapmak, izahat vermek

En.report

V

Fr.jonglerie

Tr.hokkabazlıklar yapmak

En.juggling

N F

Fr.escompter

Tr.indirim yapmak, iskonto etmek

En.discount

V

Fr.édifier

Tr.inşa etmek, yapmak, dikmek

En.construct, build

V

Fr.mobiliser, s'engager, commencer travailler

Tr.iş başı yapmak

En.start work

V

Fr.coopérer

Tr.işbirliği yapmak

En.cooperate

V

Fr.faire une collaboration avec qq

Tr.işbirliği yapmak

En.collaborate with smb

V

Fr.collaborer

Tr.işbirliği yapmak, birlikte çalışmak

En.collaborate

V

Fr.mettre la charrue avant les bœufs

Tr.işe tersinden başlamak, işi tersinden yapmak

En.do something as backwards, put the cart before the horse

V

Fr.déroger la prise en charge des travaux

Tr.işin yapılmasında değişiklik yapma, (işi yapacak kişinin değiştirilmesi vb.)

En.derogation of realization of work

V

Fr.effectuer une opération

Tr.işlem yapmak

En.make a transaction

V

Fr.commettre

Tr.işlemek, yapmak, ifa etmek (suç, intihar, vs)

En.commit

V

Fr.intercéder

Tr.istemek, talep etmek, araya girip birinden bir şey istemek, arabuluculuk yapmak, aracılık etmek

En.intervene, intercede

V

Fr.soigner

Tr.iyi bakmak, dikkatle yapmak, özen göstermek, özenle yapmak

En.look after, pay attention

V

Fr.déclarer et accepter de f. qqch.

Tr.kabul ve beyan etmek (bir şey yapmayı)

En.declare and state that

Sözleşmelerde geçer

V

Fr.escamoter

Tr.kaçınmak, yapmamak, yapmaktan yan çizmek

En.get around

V

Fr.calfeutrement, calfeutrage

Tr.kalafat, sızdırmazlık, sızdırmaz yapma - yalıtım, tecrit

En.caulking - weather stripping

N M

Fr.faire du marché noir

Tr.karaborsacılık yapmak

En.black marketing

V

Fr.commettre un massacre

Tr.katliam yapmak, toplu kıyım yapmak

En.massacre, slaughter

V

Fr.souder

Tr.kaynak yapmak, kaynatmak, lehimlemek, kaynaklamak, kaynak etmek

En.weld

V

Fr.se serrer la boucle

Tr.kemerleri sıkmak, tasarruf yapmak (yapmaya çalışmak)

En.

V

Fr.s'engager à f. qqch

Tr.kendini bir şeye, bir şey yapmaya adamış olmak, taahhüt etmek, üstlenmek

En.to be committed to do sth., engage in doing sth

V

Fr.déduire, faire des déductions

Tr.kesinti yapmak

En.deduct, make deduction

V

Fr.signer un contrat

Tr.kontrat yapmak

En.enter into contract

V

Fr.adresser la parole à qn

Tr.konuşmak, konuşma yapmak

En.address, make a speech, give a speech

V

Fr.reproduction

Tr.kopya, kopya alma, kopya yapma, çoğaltma, çoğaltım

En.reproduction

N F

Fr.mauvaise tenue

Tr.kötü tutma, kötü yapma

En.weak performance, poorly keeping, poorly kept

N F

Fr.

Tr.kovuşturma yapmak

En.to serve proceedings

Fr.verbiage

Tr.lafı uzatma, şişirme, laf kalabalığı yapma

En.verbiage

N M

Fr.aiguiller

Tr.makas takmak, makas yapmak

En.

V

Fr.mandriner

Tr.mandrenaj yapmak

En.

V

Fr.évoluer

Tr.manevra, gösteri yapmak (askeri gösteri vb.)

En.move, movement

V

Fr.montage

Tr.montaj, yapma, dikme

En.erection

N M

Fr.rapprocher

Tr.mutabık kalmak, mutabakat yapmak

En.reconcile

V

Fr.défaut de paiement

Tr.ödeme aksaklığı, ödemelerde düzensizlik, ödeme yapmama

En.default in payments

N M

Fr.effectuer un paiement

Tr.ödeme yapmak

En.make payment

V

Fr.débourser

Tr.ödemek, ödeme yapmak

En.disburse

V

Fr.non-paiement

Tr.ödememe, ödeme yapmama

En.non-payment

N M

Fr.avoir la réputation de

Tr.olarak nam yapmak, ün salmak, tanınmak, adı bir şeye çıkmak

En.be known as

V

Fr.mésurer

Tr.ölçüm yapmak

En.measure

V

Fr.précharger

Tr.ön yükleme yapmak

En.preload

V

Fr.confection

Tr.örme, yapma, yerine getirme, ifa

En.making

N F

Fr.récapituler

Tr.özetlemek, özetini yapmak

En.repapitulate

V

Fr.panser

Tr.pansuman yapmak

En.dress, bandage

V

Fr.faire une marchandage, débattre le prix, négocier les prix

Tr.pazarlık yapmak

En.negotiate, discuss the prices

V

Fr.faire le grenaillage

Tr.perdahlama yapmak

En.shot blasting

V

Fr.jeu de rôle

Tr.rol yapma

En.role play

N M

Fr.enrouler

Tr.rulo yapmak

En.wind, wind up, roll, roll up

V

Fr.application de mortier

Tr.şap yapmak

En.screeding

N F

Fr.vendre

Tr.satış yapmak

En.sell

V

Fr.plaider

Tr.savunma yapmak

En.plead

V

Fr.exciper

Tr.savunmak, savunma yapmak

En.plead

V

Fr.recenser

Tr.saymak, sayım yapmak

En.take stock of sth, take note of sth

V

Fr.insonoriser

Tr.ses yalıtımı yapmak, ses geçirmez yapmak

En.sound-proof

V

Fr.talutage

Tr.şev açma, şev yapma

En.sloping

N M

Fr.taluter

Tr.şev yapmak, şev kesmek

En.slope, to

V

Fr.être tenu de f. qqch.

Tr.sorumlu olmak, yapması beklenmek, gerekmek

En.to be required, obliged to do something

Sözleşmelerde

V

Fr.prononcer un discours

Tr.söylev vermek, konuşma yapmak

En.make a speech, give a speech

V

Fr.faire du stage

Tr.staj yapmak

En.do internship

V

Fr.stocker

Tr.stok yapmak

En.make stock

V

Fr.sans qu'il soit nécessaire que

Tr.şunu yapması gerekmeksizin

En.without being necessary to do sth

Prép.

Fr.falsifier

Tr.tahrif etmek, sahtesini yapmak, izinsiz taklit yapmak

En.falsify, forge, tamper

V

Fr.falsifier

Tr.tahrifat yapmak

En.forge, falsify

V

Fr.renforcer

Tr.takviye etmek, takviye yapmak, güçlendirmek, kuvvetlendirmek

En.reinforce

V

Fr.recharger la battérie

Tr.takviye yapma, (aküsü boşalmış aracı çalıştırmak için), (halk dili) vurdurmak

En.jump-start

V

Fr.identifier

Tr.tanımlamak, (kimlik) tespiti yapmak, belirlemek

En.identify

V

Fr.dimensionner

Tr.tasarlamak, tasarım hesabı yapmak, boyutlandırmak

En.dimension, calculate

V

Fr.inspecter

Tr.teftiş yapmak, kontrol etmek, sorgulamak, denetlemek

En.hold an inspection

V

Fr.soucieux de f. qch

Tr.tek düşüncesi bir şey olan, aklı fikri bir şey yapmakta olmak, tek önemsediği bir şey olmak

En.just concerned about

Adj.

Fr.revenir à la charge, recommencer

Tr.tekrar ele almak, bir konuya geri dönmek, geri dönüş yapmak

En.return, make a new attemp, try again

V

Fr.remarquer, faire des observations, commenter

Tr.tespit etmek, fark etmek, gözlemlemek, yorumlamak, yorum yapmak, gözlemlerde bulunmak, not düşmek

En.notice, note, remark, observe

V

Fr.ausculter

Tr.test etmek, incelemek, keşif yapmak

En.examine, check

V

Fr.faire un essai

Tr.test yapmak

En.make a test

V

Fr.se réunir

Tr.toplanmak, buluşmak, bir araya gelmek, kavuşmak, birleşmek, toplantı yapmak, toplantı düzenlemek

En.meet, hold a meeting

V

Fr.panneau de signalisation routière - signalisation de stationnement interdit

Tr.trafik yönlendirme levhaları - park yapmak yasaktır

En.no parking sign

trafik

N M

Fr.panneau de signalisation routière - signalisation de interdiction de faire demi-tour

Tr.trafik yönlendirme levhaları - u dönüşü yapmak yasaktır

En.clearence sign

trafik

N M

Fr.élévation

Tr.tümsek, yapma, kurma, yükseltme

En.elevation

N F

Fr.signalisation 'interdiction de faire demi-tour'

Tr.u dönüşü yapmak yasaktır levhası

En.no u-turn sign

N F

Fr.chercher à f. qqch

Tr.uğraşmak, yapmaya çalışmak

En.seek to do sth.

V

Fr.aller décrocher la lune pour qn

Tr.uğruna ne olursa yapmak, olmayacak şeylere kalkışmak

En.

V

Fr.affilier

Tr.üyeliğe kabul etmek, üye olarak almak, üye yapmak

En.affiliate

V

Fr.exécution, réalisation

Tr.uygulama, yerine getirme, yapma, yapım

En.execution, realization

N F

Fr.exécuter

Tr.uygulamak, yapmak, yerine getirmek, gerçekleştirmek

En.execute

V

Fr.exporter qqch vers

Tr.yabancı bir ülkeye ihracat yapmak

En.export to

V

Fr.brûler de f. qch

Tr.yanmak, yanıp tutuşmak (bir şey yapmak için)

En.burn to do sth

V

Fr.fabrication

Tr.yapım, imalat, yapma, hazırlama, uydurma, uydurmaca, çıkarma, ortaya atma, nitelik

En.

N F

Fr.profilé reconstitué soudé (prs), poutre reconstituée soudée

Tr.yapma çelik

En.welded plate girder

N M

Fr.section composée

Tr.yapma kesit

En.built-up box section

kaynak

N F

Fr.poutre reconstituée soudée

Tr.yapma kiriş

En.custom beam, custom welded beam

N F

Fr.profil composé

Tr.yapma profil

En.built-up profile

kaynak

N M

Fr.éléments en pierre reconstitute

Tr.yapma taş yığma yapı elemanları

En.manufactured stone masonry units

N M

Fr.d'emprunt

Tr.yapmacık, yapma, iğreti, takma, emanet gibi

En.

Fr.brûler du désir de f. qch

Tr.yapmak arzusuyla yanıp tutuşmak, yanıp bitmek

En.burn with the desire of doing sth

V

Fr.conserver, garder l'espoir de f. qch

Tr.yapmak umudunu yitirmemek, ümidini korumak

En.

V

Fr.être en instance de f. qch

Tr.yapmak üzere olmak

En.at the edge of doing sth, about to do sth

V

Fr.effectuer

Tr.yapmak, gerçekleştirmek, ortaya koymak, uygulamak, hayata geçirmek

En.perform, execute, carry out, realize

V

Fr.procéder à qqch.

Tr.yapmak, gerçekleştirmek, yapmaya geçmek

En.proceed, set about

V

Fr.accomplir

Tr.yapmak, gerçekleştirmek, yerine getirmek, tamamlamak, bitirmek

En.accomplish

V

Fr.confectionner

Tr.yapmak, hazırlamak, yerine getirmek, ifa etmek

En.make up, manufacture

V

Fr.perpétrer qch

Tr.yapmak, işlemek

En.perpetuate

V

Fr.instituer

Tr.yapmak, kurmak, hazırlamak, oluşturmak

En.institute, establish, set up

V

Fr.mettre en place

Tr.yapmak, uygulamak

En.put in place, apply, realize

V

Fr.il y a intérêt à f. qch

Tr.yapmakta yarar var

En.

Fr.s'abstenir de, refrain

Tr.yapmaktan kaçınmak

En.refrain from

V

Fr.défaillance

Tr.yapmamak, yapamamak, yerine getirmemek

En.failure in

N F

Fr.c'est le cas de f. qch

Tr.yapmanın tam sırası, yapmak çok yerinde olur, yapmak için en uygun zaman

En.it is time to do sth

N M

Fr.convaincre qn de f. qch

Tr.yapmaya ikna etmek

En.

V

Fr.cesser de f. qqch.

Tr.yapmayı bırakmak, yapmaya son vermek, sürdürmemek

En.stop doing sth.

V

Fr.compter f. qqch.

Tr.yapmayı düşünmek, tasarlamak, ummak, planlamak

En.plan to do sth., intend to do sth.

V

Fr.s'engager à faire qqch

Tr.yapmayı taahhüt etmek

En.engage in doing sth

Syn. Prendre l'engagement de f. Qqch

V

Fr.reconstruction

Tr.yeniden kurma, yapma, bayındırma, imar

En.reconstruction

N F

Fr.redimensionner

Tr.yeniden tasarlamak, yeniden tasarım hesabı yapmak, yeniden boyutlandırmak

En.redimension, recalculate

V

Fr.reprofilage

Tr.yeniden yapma

En.reshaping, remake the platform profile

N M

Fr.atterrir

Tr.yere inmek, iniş yapmak, varmak, gelmek

En.land

V

Fr.positionner

Tr.yerleştirmek, kurmak, konumlandırmak, yer tespiti yapmak

En.position

V

Types of Words
(For further details, please visit our Categories page)

Abbreviation	French
Adj.	Adjectif
Adv.	Adverbe
Conj.	Conjonction
N F	Nom Féminin
N FP	N F Pluriel
N M	Nom Masculin
N MP	N M Pluriel
Prép.	Préposition
Pron.	Pronom
V	Verbe

None of the fields are obligatory, you may fill any or all of the fields, as you wish.
It is completely anonymous to share your suggestions or comments.
We will review your suggestions / comments, and we will consider adding them to our site.

About the Site

This is a glossary of technical terms. There are the translations of technical terms, not sentences.

This site is trilingual. There are the technical translations of terms from <> to French, Turkish and English.

This site is designed in columns. It is equipped with user-friendly features. It is completely mobile-friendly.

It is completely free to use this site. There is nothing expected from our visitors in return.

It is safe to use this site. No attempt shall be made to identify the visitors.

This site is interactive. The visitors are encouraged to make suggestions and comments, which are all welcome.

This site is subject to constant development. New content is being inserted regularly, and the code is being developped everyday.

Now with https it is even safer to visit and interact with this website.

You may want to click on the language button to list the results in alphabetical order.

Recently Added Words

basic size

releasable

work card

waste disposal authority

combined cycle power plant

rehearsal

modality

weakening

fluidly

digital terrain model

blancing

passing loop

condemnation

device independent

hotel complex